Yolcu uçağı 227 yolcusu ve 12 mürettebatıyla havalandı. İçerisinde 14 farklı ülkenin vatandaşı olan Boeing 777 tipi uçak, yaklaşık 40 dakika sonra radardan kayboldu.
Hint Okyanusu'nun birçok kıyısında onlarca enkaz parçası bulundu ancak MH370 sefer sayılı uçağın gizemi uluslararası çabalara rağmen bir türlü çözülemedi.
Uçağın parçalanmış olabileceği ihtimali üzerinde duran uzmanlar, ancak aracın uçuş sırasında mı yoksa okyanus sularına çarparak mı parçalandığı konusunda kesin bir şey söyleyemedi.
Bu ihtimaller arasında uçağa dışarıdan müdahalede bulunulmuş olabileceği de yer aldı. Uçağın kaybolmasından yaklaşık sekiz yıl sonra yayınlanan bir kitap ise, gündeme bomba gibi düştü.
Ödüllü Fransız gazeteci Florence de Changy'nin kitabındaki en çarpıcı detay ise, MH370 sefer sayılı yolcu uçağının yeni bir lazer silahıyla vurulduğu iddiası.
2014: Kuzeye iniş teorisi
Yolculardan 153'ü Çin vatandaşı olan uçağın başına ne geldiği gizemini korurken, İngiliz The Guardian gazetesi iddiaları ve teorileri derledi. Olayın hemen ardından geliştirilen teoriye göre, uçak okyanusun güneyine değil Orta Asya'ya inmiş olabilir. Bu teori, sivil uçuş takibi sisteminden çıktıktan sonra askeri radarlar kullanılarak yapılan takibe dayanıyor.
Buna göre MH370 Kuala Lumpur'dan kuzeydoğudaki Pekin'e doğru uçarken 40 dakika sonra güneybatıya doğru yönünü değiştirdi. Bir süre sonra kuzeybatıya, Hindistan'a doğru döndü. Sonrasında askeri radarın alanından da çıktı. Ancak Inmarsat, kendi uydu verilerine dayanarak bu teoriyi çürüttü. 2015'te de Afrika kıyılarında uçağın bazı parçaları bulundu.
2015: Avustralya'nın batısında düştü iddiası
2015'te, MH370'e ait olduğu teyit edilen bazı parçalar, Afrika'nın doğu kıyılarında bulundu. Bunun üzerine uçağın Hint Okyanusu'nun güneyinde, Avustralya'nın batı kıyılarına yakın bir bölgede düşmüş olabileceği, bir sene içinde kalıntılarının okyanus akıntılarıyla Afrika kıyılarına ulaştığı teorisi ortaya atıldı. Uydu verilerine göre, uçak en son güneydoğuda görülmüştü ve Afrika kıyılarında düşmüş olması imkansızdı.
2016: Kasıtlı mı düşürüldü?
2016'ya gelindiğinde Amerikalı araştırmacılar ve AUGB, uçağın pilotu Zaharie Ahmed Şah'ın evinde, kişisel bir uçuş simülatörü buldu. Pilotun evindeki simulatorle, Hint Okyanusu'nun güneyine doğru bir uçuş taslağı hazırlanmıştı. Bu, MH370'in kaybolduktan sonra döndüğü düşünülen rotaydı. Ancak AUGB, bunun Zaharie'nin uçağı bilerek düşürdüğü iddiasını kanıtlamayacağını söyledi ve planlı bir uçak düşürme teorisini reddetti.
2017: 'Öncelikli bölgede' düştü
AUGB, 2017'de konu hakkındaki en geniş çaplı raporunu açıkladı. Avustralya hükümetine bağlı kurumun 2014'ten itibaren 120 bin kilometrekarelik alanda yaptığı incelemeler, iki farklı teorinin ortaya çıkmasına yol açtı. İlki, pilotun bilincini kaybetmiş olduğu teorisiyle aynıydı. Bu teoriyi destekleyen yeni bir kanıt da bulunmuştu: Uçak, yüksek ve artan bir hızla suya iniş yapmıştı, yani kimsenin kontrolü altında değildi.
2018: 'Pilot bilinçliydi ve kontrollü iniş yaptı'
2018'de, ABD'li Ocean Infinity firması Avustralya'nın önerisiyle 25 bin kilometrekarelik "öncelikli bölgeyi" inceledi. Ancak hiçbir sonuç alınamadı. Öncelikli bölge teorisi, pilotun bilincini kaybettiği; uçağın o bölgede yakıtının bitip düştüğü bilgisine dayanıyordu.
Uçağın enkazı orada da bulunamayınca, yakıt biterken pilotun bilincinin açık olduğu ve uçağı kontrollü şekilde başka bir bölgede suya indirdiği iddiası ortaya atıldı. Çünkü kontrollü şekilde indirilen uçak, 200 kilometre daha gidebilir; araştırma bu sebeple sonuçsuz kalmış olabilirdi. Ancak AUGB bu iddiayı reddetti. Onlara göre, uçağın hızla ve kontrolsüz şekilde düştüğü daha önce kanıtlanmıştı.
2019: Sonuca hâlâ yaklaşılamadı
5 yılın sonunda, toplam 200 bin kilometrekarelik bir alanda inceleme yapılmasına rağmen hala uçağa ne olduğuna dair bir kanıt bulunamadı. Malezya hükümeti, 2018'de açıkladığı ve hiçbir yeni kanıt ya da bilgi sunmayan raporunun, bilgi eksikliği sebebiyle "son rapor" olduğunu söylüyor.
Fransız polisine bağlı Hava Ulaşımı Jandarması, 2018'de uydu verilerinin nasıl elde edildiğine yönelik bir soruşturma başlattığını açıkladı. 2019'da ise Malezya Ulaştırma Bakanı Anthony Luke ancak iyi bir teklif gelirse araştırmaları yeniden başlatabileceğini söyledi. Bu açıklamanın ardından Ocean Infinity, araştırmaya yeniden başlamak istediğini açıkladı.