20 Temmuz 1922'de kendisine 4. kez başkomutanlık yetkisi verilen Mustafa Kemal, işgalcilere karşı hazırlıklarını gizlice yürüttü.
Başkumandan Mustafa Kemal, Genelkurmay Başkanı Fevzi Çakmak ve Garp Cephesi Kumandanı İsmet İnönü ve Birinci Ordu Komutanı Nureddin İbrahim Konyar, bir araya gelerek taarruz ile ilgili son detayları görüştü.
Bunun ardından da milli mücadelenin en kritik savaşlarından biri olan büyük taarruz için düğmeye basıldı.
Yunan ordusunun silah ve cephane konusunda Türk ordusuna karşı sayıca üstünlüğü de bulunuyordu. Hava desteğinde ise Türk ordusunun gücü, karşısındaki orduya göre oldukça zayıftı.
Türk süvari birlikleri kendilerine düşen hayati görevi layıkıyla yerine getirerek savaşın kazanılmasında önemli rol oynayacaktı.
Mustafa Kemal Atatürk, kazanılan bu zaferin ardından Türk askerlerine "Ordular ilk hedefiniz Akdeniz'dir, ileri" talimatını verdi. Bu emir doğrultusunda üç koldan ilerleyen Türk ordusu; 1 Eylül'de Uşak'ı, 2 Eylül'de Eskişehir'i, 6 Eylül'de Balıkesir ve Bilecik'i, 7 Eylül'de Aydın'ı, 8 Eylül'de Manisa'yı geri aldı. İşgalci askerlere son darbe ise İzmir'de vurulacaktı.