Son dönemde, Türkiye’ye karşı sergiledikleri çirkin ve saldırgan tutumun ardında işte bu hayal kırıklığı yatıyor! Tekraren altını çizerek vurgulamak istiyorum. Hep söylüyorum, itle uğraşmayalım, sahibine bakalım. FETÖ denilen piyona takılıp kalır ve bütün sorumluluğu Fetullah Gülen denilen adama yüklersek eğer, gerçek anlamda 15 Temmuz’un ne olduğunu anlayamayız. Büyük fotoğrafı gözden kaçırmayalım!
Batı, CHP ve HDP üzerinden varlığını ve etkisini göstermeye devam ediyor. Yapay gündemlerle Türkiye’yi gerçek sorunlarından uzak tutuyorlar. Bu döngüyü kırmak için yapılması gereken çok şey var; öncelikli olarak, yeni siyasal sisteme geçişin başlangıcı olan 2019 seçimlerine kadar gündeme hakim olunmalı, yapay gündem tuzağına düşülmemeli. FETÖ ve PKK’yla “güvenlik konsepti” içinde mücadele etmeye devam etmeli; CHP ve HDP’yle de “siyasi mücadele” anlayışıyla hareket edilmelidir.
Hiç düşündünüz mü; kendisini sol diye takdim eden siyasi gruplar, hadi onlara CHP’nin en azından bir kısmını da katalım, neden giderek ayrılıkçı hareketin etrafında kümelenirler, neden kendilerini PKK çizgisindeki siyasi partiye yakın görürler, ondan medet umarlar? Hemen itiraz edecek CHP’lilere eski bir parti yöneticisinin, Genel Başkan Yardımcısı’nın, kendisinin de aday olduğu 7 Haziran seçimlerinde ayrılıkçı hareketin siyasi uzantısı partiye oy verdiğini belirten açıklamasını hatırlatmak isterim.
Çin’den yardım alamayan ABD, Kuzey Kore karşısında kendi başına ve yalnız gerçekleştireceği bir Kuzey Kore operasyonunu acilen gündeme getirmeye mecbur. Kuzey Kore’nin en son füzesine nükleer başlık takılması ve biraz daha fazla kilometre uçuş sağlanabildiği takdirde, ABD çok zor durumda kalır! Japonya ve Güney Kore’nin ne yapacağı da henüz belli değil!