Şimdi de tüm terör örgütleri ve Avrupa ile birlikte 16 Nisan’da “hayır” çıkması için her yola başvuruyorlar. Bu da sıradan siyasi bir tercih değil onlar için. Erdoğan tek kişi iken önünde sonunda onu hal edebileceklerine inanmışlardı. Ama 16 Nisan’da “Evet” çıkması halinde Yeni Türkiye’nin artık sistemleşeceğini, kurumsallaşacağını biliyorlar.
Bu koşullar altında gözler haklı olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın refiklerini arıyor. Sahi bunca kavga kıyamet koparken Cumhurbaşkanı’nın refikleri nerede? Bu kavga Erdoğan’ın şahsi kavgası mı? Cumhurbaşkanı Türkiye’nin mücadelesini vermiyor mu?
Başarısız Gezi ve 17-25 Aralık hamlelerinden sonra açığa çıkan maşaları ve uzantılarının yerini doldurabilecek yeni kadroların etkinleştirilmesi ve kripto konumuna geçen eskinin azılı tetikçilerinin işlevler üstelenmesi ve ardından zamanı geldiğinde aşama, aşama harekete geçirilmesi planlanmış ve sonunda 15 Temmuz hain saldırısına da cüret etmişlerdir. Şimdi de uluslararası tüm şer ittifaklarını Türkiye düşmanlığı için seferber etmekle meşguller. 16 Nisan'ı yeni bir son hamle olarak görüyorlar.
Avrupalılar 2010 yılından bu yana pek bir şey satın almıyorlardı, araba satışı ve de konut alınması gibi faktörler eski düzeylerinin üçte ikisine gerilemişti. Ama yeni gelişmeler, yavaş yavaş da olsa tüm Avrupa’da GSYİH büyümesinin, ABD beklentilerinin hafifçe üstüne çıkmasına yol açtı. Tabii Avrupa’nın hala zaafları var. Ama korkmayın, bu zaaflar çöküş nedeni olamayacak türden.