Bu ülke, eskisi gibi zafiyet göstermiyor artık, kararlı ve tavizsiz bir politika izliyor. Nereden gelirse gelsin, terörün tepesine vurup geçiyor Türkiye. Her geçen gün artan, hatta son dönemde açıktan verilen dış desteğe rağmen, terörle mücadelede geçmişe oranla daha iyi noktadayız. En azından bu kan içicilere hangi iç ve dış çevrelerin destek verdiğini biliyoruz artık. Bunu da yüzlerine vuruyor, geçmişteki gibi ürkek ve korkak tavırlar sergilemiyoruz.
Terör, millet-devlet birlikteliğini koparmayı amaçlıyor. Bu bağı korumanın en iyi yolu da başarılı operasyonlara imza atmaktan geçiyor. Hiçbir mazeret başarılı bir operasyonun -Reina katilinin yakalanması gibi- yerini tutmaz.
Bu durumda yapılmak istenen millet meclisini etkisizleştirmek değil millet iradesini devletin bütün kurumlarına hâkim kılmaktır. ‘Millet iradesi Cumhurbaşkanlığı köşkünden içeri giremez’ diyen anlayışa bu değişimle ‘Başkanlık sistemiyle birlikte egemenlik her yerde, hem Meclis’te hem yürütmede millete aittir’ denilmektedir. Kısaca elden giden Cumhuriyet değil, bir devrin iktidar anlayışı, bir iktidar zümresinin, iktidar elitlerinin saltanatıdır.
Mevsimsellikten arındırılmış sektörel istihdam verilerine göre geçen döneme kıyasla Ekim 2016 dönemde istihdam tarımda 69 bin, inşaatta 42 bin azalırken, sanayide 22 bin, hizmetlerde ise 66 bin artmıştır. Hizmetlerde önceki dört dönemde görülen düşük istihdam artışlarının, Ekim 2016 döneminde biraz toparlanarak 66 bine çıktığı ve sanayide son dört dönemde görülen istihdam kayıplarının da durduğu görülmektedir. YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN