Referandumdan “Evet” çıkmasıyla yaşanan hazımsızlığın ne kadar değerli bir reformu kabul ettiğimizi gösterdiği ortada. Batılı seçim gözlemcilerinin CHP’ye malzeme üretmesinden tutun, bazı Batı başkentlerinden gelen açıklamalar, tamamen 15 Temmuz’un başarısız olmasına duyulan öfkeyi andırıyor.
Sandıktan zayıf olduğu iddia edilen bir “Evet” çıkması, “Hayır”cı cephenin 2019 hesapları yapmasını hızlandırdı. Heveslendiler, ümitlendiler, iki yıl sonrasının seçimleri için şimdiden kolları sıvadılar bile.
16 Nisan sonrası özellikle bizzat Ana Muhalefet Partisi Genel Başkanı tarafından halk oylaması sonuçlarına yönelik ısrarla sürdürülen çizgi; demokratik siyasetin ötesine geçerek, tehlikeli süreçlere dönüşme riskini içeriyor.
ABD eğer dış açıklarını azaltmak istiyorsa, yatırımını kısmalı veya tasarruflarını artırmalıdır. Ülkenin aşırı kamu harcamaları da ABD’nin dış açıklarını artırır. Bu da kamu harcamalarını kısmak yerine, yabancıların eleştirilmesine yol açar.Aslında ABD vatandaşları, devleti ve şirketleri artık makul ölçüde tasarruf etmek zorundadır! Ama bunu Trump tayfasına kabul ettirmek zor!
Seyahat fikri, Batı literatürüne birçok atasözü de sokuyor; ‘seyyah çok uzağı görebilmek için şahit gözüne, fısıltıyı duymak için eşek kulağına, eğlencede her an gülebilmek için maymun suratına, ne konulursa yemek için yaban domuzu midesine, zorluklara sabredebilmek için ağzına kadar dolu keseye sahip olmak’ gibi ilginç atasözlerine rastlıyoruz.