Uluumay Vakfı Özel Koleksiyonu'ndan seçilen yaklaşık 700 eser, "Birlik içinde çeşitlilik" alt başlığıyla Ümraniye Kültür ve Sanat Merkezinde sanatseverlerin beğenisine sunuldu.
"Babam 220 farklı halkın kıyafet ve yaşam objelerini topladı"
Babası Esat Uluumay'ın koleksiyona ilişkin gayretinin 1960'lı yıllardan bugüne uzandığını dile getiren Gökalp, "Babam 60 yıl boyunca Osmanlı'nın hükmettiği, fethedilen topraklarda yaşamış 220 farklı halkın kıyafet ve yaşam objelerini topladı." dedi.
Gökalp, merhum babasının Bursa Kılıç Kalkan Folklor Derneği ve Anadolu Folklor Vakfının kuruluşunda yer aldığını ve pek çok kültürel çalışmaya katıldığını kaydederek, "Yurt dışında festivallere katılıyorlar ve katıldıkları festivallerde kıyafetlerle oynandığını yani Avrupalılara beğendirmek için o kıyafetlerin paça boylarının, yakalarının değiştiğini, üzerlerine ilaveler yapıldığını görüyorlar." şeklinde konuştu.
Babasının festivaller vasıtasıyla yurt dışına her çıktığında koleksiyona dair eşyaları topladığını vurgulayan Gökalp, daha sonraları ise sadece bunun için yurt dışına çıkmaya başladığının altını çizdi.
"En kapsamlı Osmanlı halk kıyafeti ve takı koleksiyonuna sahibiz"
Feyza Uluumay Gökalp, Balkanlar, Suudi Arabistan, Yemen'in yanı sıra Bursa'dan kültürel objeler topladığını söyleyerek, şöyle devam etti:
"1940'lı yıllardan itibaren özellikle Türkler üzerinde bir unutturma, tarihinden uzaklaştırma, insanları kendi tarihine yabancılaştırma politikası güdüldüğü için çok zorlanmıyor. Hatta 1980'lerde yaşananlara ben de çocukken tanıklık ettim. Mesela evdeki bir sürü malzeme bir leğen karşılığında değişik tokuş yapılırdı. İnsanlar eski eşyalarını evden atmaya çalışırdı. Babamın da şansı o zaman tabii, bunları topluyor,. Çok şükür toplamış bir araya getirmiş. Şimdi dünyadaki en kapsamlı Osmanlı halk kıyafet ve takıları koleksiyonuna sahibiz."
Bilinen son kapsamlı koleksiyonun Osman Hamdi Bey'in 1872'de Osmanlı'nın bütün vilayetlerinden kıyafetler toplayarak Viyana'ya götürdüğü Elbise-i Osmaniye olduğunu aktaran Gökalp, "Maalesef o kıyafetler Viyana'da bırakılmak zorunda kalınıyor, Osmanlı Rus savaşı yüzünden ve o dönemden beri toplanmış en büyük koleksiyondur bu." ifadesini kullandı.
"Koleksiyonda 55 bine yakın parça var"
Gökalp, babasının 1960'lı yıllarda toplamaya başladığı koleksiyon ile kendisinin 2015'ten itibaren ilgilenmeye başladığını belirterek, "Koleksiyonda 55 bine yakın parçamız var. Buradaki sergiye 700 tanesini getirdik. 55 bin parçanın tabii hepsi kocaman şeyler değil. Küçük parçalar da var bunların içerisinde. Bizans da Memluk da Osmanlı da var. Arkeolojik birtakım eserlerimiz de, etnografik eserlerimiz de var. Çok büyük bir koleksiyon gerçekten." değerlendirmesinde bulundu.
Babasının koleksiyonu toplarken insanların yaşantısını, ne yiyip içtiklerini, kültürlerini anlatmayı amaçladığını dile getiren Gökalp, şöyle devam etti:
"Kahve kültürü, hamam kültürü, at koşum-binicilik kültürü, dergah kültürü, el sanatları, müzik aletleri, hepsini koleksiyon haline getirmiş. Biz hepsine tabii çocukken şahitlik ederdik. Mesela bir kıl kopuz bulurdu bir yerden. O kıl kopuz sabahlara kadar incelenir, araştırılır sonra bir bakardık ki arkasından diğer müzik aletleri gelmeye başlar ve büyük bir koleksiyon çıkar ortaya. Benim tek arzum bu koleksiyonu sergiler vasıtasıyla gençlerimizle buluşturup, unutturulan tarihlerini onlara hatırlatmak."
"11 kitaplık bir projemiz var"
Yönetim Kurulu Başkanı Gökalp, İstanbul'daki sergi için koleksiyondaki 220 takımdan 13 kıyafet seçip getirdiklerini söyleyerek, "Bu 13 kıyafetin her birini özellikle İstanbul'da bulunan pek çok tasarım okuluna, pek çok liseye örnek teşkil etmesi için getirdim. Çünkü buradaki her parçadan milyonlarca tasarım çıkartabilirler. Bence bir Türk çocuğu, biz İngiliz çocuğu gibi değil, bir Türk çocuğu gibi davranmalı ve kendi özünden global tasarımlara gitmelidir. O yüzden gelip, buradaki şeyleri gördükleri zaman çok etkileniyorlar ve hepsi bir mesaj, alabilecekleri bir şey yakalıyor." değerlendirmesinde bulundu.
Koleksiyonun Bursa'da medrese yapısı içerisinde sergilendiğini dile getiren Gökalp, şunları söyledi:
"Medrese odaları küçük olduğu için maalesef az eşya sergiliyor, diğerlerini depoda bekletiyoruz. Rahmetli babamın da benim de en büyük arzumuz, halk kıyafetlerini, saray kıyafetlerinin sergilendiği Topkapı Sarayı'na yakın bir yerde sergilemek. Bu sayede Osmanlı'yı tam anlamıyla anlamak mümkün olacaktır. İstanbul'a bir iki koleksiyonu getirmemiz Bursa'daki sergimizi de rahatlatacak, 'Osmanlı Halk Kıyafetleri' de olması gereken yerde Osmanlı'nın 3. ve son başkentinde sergilenmiş olacaktır."