Emine Erdoğan, kendi himayelerinde, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile UNICEF işbirliğiyle New York'taki UNICEF Genel Merkezi'nde düzenlenen "Bir Deniz Yıldızı Hikayesi: Gönül Elçilerine Küresel Davet" programında katılımcılara hitap etti.
Emine Erdoğan, insanın hayattaki varlığına anlam katan, eylemlerini yüce bir değere taşıyan şeyin kendisini aşan bir ideale yönelik gösterdiği gönüllülük olduğunu vurgulayarak, "Bizim dilimizde gönüllü kelimesi gönülden türemiştir Nitekim zamanını, emeğini, imkanını paylaşarak farklı şekillerde hayır yapan kişilerin bir ortak noktası vardır ki hepsi kendilerinden öte bir amaca adayabilecekleri fedakar bir gönüle sahiptirler." diye konuştu.
Devlet koruması altındaki çocukların hayat şartlarını iyileştirmek ve koruyucu ailelik müessesesini güçlendirmek amacıyla başlattıkları projenin bu anlayış temelinden yükseldiğini ifade eden Emine Erdoğan, "Bir insanın diğer bir insana yapabileceği en büyük gönüllülük, sevgi ve güven ortamında geçirilmiş, hayat boyu yüreğinde taşıyacağı mutlu bir çocukluk hediye etmektir. Bu düşüncelerle, kimsesiz kalmış çocuklarımızla anne-baba olmak isteyen koruyucu ailelerimizi buluşturmak için tüm imkanlarımızı seferber ediyoruz." ifadelerini kullandı.
Emine Erdoğan, koruyucu ailelikte farklı beklentilere cevap vermek için farklı modeller geliştirdiklerini belirterek, koruyucu ailelere aylık maddi destek de sağladıklarını, farkındalığı yükseltmek amacıyla "Koruyucu Aile Günü" olarak ilan ettikleri 30 Haziran'ı aileler ve çocuklarla büyük buluşmalar eşliğinde kutladıklarını söyledi.
10 bine yakın çocuk koruyucu aileyle buluşturuldu
Gönüllü ailelerin bu süreçte edindikleri bilgi ve tecrübeleri paylaşabilecekleri Rehber Koruyucu Aile Uygulaması'nı da gönüllülerin hizmetine sunduklarını dile getiren Erdoğan, "Koruyucu aile kapasitesinin her geçen yıl yüzde 12'lik artış göstermesi, çabalarımızın karşılık bulduğunu gösteriyor. Bugüne dek 10 bine yakın çocuğumuzu koruyucu aileyle buluşturmuş olmaktan büyük bir mutluluk duyuyoruz. Kurumlarımızda kalan çocuklarımız için de koğuş tipi bakım merkezleri yerine ilgi, güven ve aidiyet gibi duygusal ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri ev ortamı sunan merkezler kuruyoruz." dedi.
"Devletimizin çocuklarımızla olan bağı reşit olmalarıyla son bulmuyor" ifadesini kullanan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Meslek edinirken ve çalışma hayatına atılırken de yanlarında olan kurumlarımız, evlilik süreçleri dahil çocuklarımızın hayatları boyunca müracaat edebilecekleri bir güvenli merkez olmayı sürdürüyor. Gönül Elçileri'nin bugün gelinen noktada UNICEF tarafından örnek proje gösterilmesi ve küresel olarak ilgi görmesi memnuniyet verici. Koruyucu aileliği profesyonel bir destekten öteye taşıyarak, gönüllülüğün çok boyutlu bir şekilde ortaya konduğu bir sorumluluk hareketine dönüştüren koruyucu anne-babalarımıza yürekten teşekkür ediyorum."
Emine Erdoğan, çocukların, geleceğin ekildiği toprak gibi olduğunu vurgulayarak, "İleriye dair kurduğumuz her hayal çocuklarla filizlenir. Birçok yerde zikrettiğim önemli bir ifade var. Çocuklar bugünkü nüfusun üçte birini geleceğin ise tamamını oluşturur. Üstelik bu gelecek yalnızca bir toplumun, bir ülkenin değil tüm insanlığın ortak geleceğidir. Dolayısıyla dünya çocuklarının mevcut durumuna bakarak dünyanın geleceğine dair bir okuma yapabiliriz. Peki bugün karşımızdaki tabloya bakarak hangi birimiz bizi iyi bir geleceğin beklediğini düşünebilir ki?" diye konuştu.
Gazze'de refakatsiz kalan çocuk sayısı 17 bin
Dünyada yaşanan savaş, çatışma, açlık gibi tüm olumsuz koşulların bedelini herkesten önce çocukların ödediğini kaydeden Emine Erdoğan, "Bu bedellerin belki de en ağırı olarak milyonlarca çocuk korunmaya muhtaç olduğu dönemde ailesini, yuvasını kaybederek zorlu hayat koşulları karşısında kimsesiz kalıyor. Bugün dünya genelinde yerinden edilmiş çocuk sayısı 4 milyona ulaşmış durumda. Dahası yaklaşık 470 milyon çocuk şiddet tehdidi altında yaşıyor. Filistin'de yaşanan kıyım, başlı başına hepimizin daha adil ve yaşanabilir bir dünya umuduna karanlık bir gölge düşürüyor. Bugün Gazze'de refakatsiz kalan, ailesini kaybeden çocuk sayısının en az 17 bin olduğu düşünülüyor. Ailesinden hiçbir üyenin sağ kalmadığı ve yaralı olarak kurtarılan çocuk sayısı o kadar yüksek ki onlara özel bir tanım geliştirilmiş durumda. İsimleri yok, hepsi ailesi hayatta kalmayan yaralı çocuk. Oysa tıpkı tüm kimsesiz kalmış çocuklar gibi, savaş hayatlarını gölgelemeden önce onların da bir ismi, hayatı, ailesi, hayali vardı." ifadelerini kullandı.
Emine Erdoğan, kalıcı bir barış ve adaletin ancak dünyanın tüm çocuklarına adil bir gelecek vadedildiğinde mümkün olduğuna inandığının altını çizerek,"Ukrayna'dan Yemen'e, Suriye'den Myanmar'a, dünyanın savaş ve açlıkla mücadele eden bütün yorgun çocuklarına, bu zulümlere şahit olan dünyanın tüm çocuklarına umut dolu bir gelecek bırakmak hepimizin ortak sorumluluğu. Aile, bu karanlık gelecek hikayesini değiştirebileceğimiz en önemli başlangıç noktamızdır. Bu çocuklar düştükleri yerden kalkacak kuvveti, sevgi ve güven merkezli bir aile ortamına kavuştuklarında bulacaklar." diye konuştu.
"Ülkelerinizde koruyucu ailelik sistemini geliştirerek bu inancı somut bir eyleme dönüştürebilirsiniz"
Koruyucu Ailelik Programı'nı anlatırken, sahile vurmuş deniz yıldızlarını denize atan bir kızın hikayesine atıfta bulunan Emine Erdoğan, "Bizler, her birini tek tek denize atmaya çalışan o kızın inancını yüreğimizde taşımalıyız. Sahile vurmuş deniz yıldızlarının çokluğuna değil her bir atışta kurtardığımız o hayatın değerine odaklanmalıyız. Ülkelerinizde koruyucu ailelik sistemini geliştirerek bu inancı somut bir eyleme dönüştürebilirsiniz. Bugün buradan yapılan gönül elçilerine yönelik küresel çağrıya ben de katılıyorum ve insanlığın geleceği olan çocuklarımızı korumak isteyen merhamet sahibi her ülkeyi koruyucu aileliği güçlendirmek üzere güç ve işbirliğine davet ediyorum. Gelin hep birlikte yaşadığımız dünyanın korumasız bir çocuğun gözündeki acı dolu yansımasını umuda döndürelim. Türkiye olarak biz bu alanda bilgi ve tecrübelerimizi ihtiyaç duyan tüm ülke ve kuruluşlarla paylaşmaya hazırız." değerlendirmesinde bulundu.
Konuşmasında bir çocuğun hayatına olumlu etki sağlamaktan daha büyük bir mutluluğun olmadığını dile getiren Bio, İsrail'in Gazze'deki saldırılarına değinerek, "Filistin'deki durumu göz ardı edemeyiz. Muhtaç çocukların bulunduğu sayısız mağdur yarattı. Çatışma bölgesindeki çocukları unutmamalı, barışı savunmak ve yardıma muhtaç olanlara destek sağlamak için elimizden geleni yapmalıyız. Barış, savaştan çok daha ucuzdur." ifadelerini kullandı.
UNICEF olarak dünya genelinde çocuklar için çeşitli eylem planlarını hayata geçirdiklerine dikkati çeken Russell, "Türkiye bu konuda çok büyük adımlar atan lider bir ülke konumunda. Çocukların alternatif bakım yöntemi olarak koruyucu aile içinde bakım görmeleri çok önemli. Onun için Sayın Emine Erdoğan'ın kaydettiği büyük başarılar son derece önemli. Sayın Emine Erdoğan, çocukların kurumlarda değil aile ortamında yetişmesinin, büyümesinin önemli olduğunu vurgulamıştır. Bütün ülkelere çağrım bu konuda katkı sağlayın ve her çocuğun koruyucu aile içinde büyümesi için elinizden geleni yapın." şeklinde konuştu.