Türkiye'nin ilk astronotu Alper Gezeravcı, Uluslararası Uzay İstasyonu'ndan (ISS) Diyarbakır'daki öğrencilerin, uzaylılardan kara deliğe, yer çekiminden ISS'ye kadar merak ettiği sorularını yanıtladı. Canlı bağlantıya, Türkiye'nin ikinci uzay yolcusu Tuva Cihangir Atasever de katıldı. Atasever, ISS hakkında katılımcılara bilgi verdi.
Güneşe ilişkin merak edilenlere de yanıt veren Gezeravcı, şu ifadeleri kullandı:
"Güneşi görebiliyoruz ama ona çıplak gözle bakmak çok zor. Güneş ışınları ISS'ye çok kuvvetli geliyor. Dünyamızın etrafında bizi kıyafetlerimiz gibi koruyan çok güzel bir atmosfer var. O atmosferin içinden güneş geçerken birçok zararlı ışını bloke ediyor. Bu bize daha korunaklı bir gün ışığı ulaştırmaya imkan tanıyor. ISS'nin içerisinde güneş ışınlarının yansıması bile çok kuvvetli oluyor. Bu güneşi gördüğümüz zaman bölgedeki ısınma da ona göre fazla oluyor. Diğer taraftan dünyanın öbür tarafına geçince yani güneşle aramıza dünyayı alınca bu kez çok karanlık ve soğuk oluyor. İstasyonun dışı ısınınca çok ısınıyor, soğuyunca çok soğuyor ama içerisi ev gibi sabit sıcaklıkta kalıyor."
Bir öğrencinin Ay'ı görüp göremediği ve yıldızların orada daha parlak olup olmadığını sorması üzerine Gezeravcı, "Ay'a gitmek için yolumuz uzun. Ay'ı daha yakın mesafeden ve net görüyoruz. Çok güzel fotoğraflarını çekiyoruz. İnşallah yakın zamanda bu fotoğrafları sizlerle paylaşma imkanı olur." diye konuştu.
Çektiği fotoğrafları Dünya'ya yavaş yavaş gönderdiğini dile getiren Gezeravcı, şunları kaydetti:
"Sen de akşam pencereden bakıp Ay'ı görme imkanın olursa el sallamayı unutma. Belki seni de buradan görme imkanım olur. Yıldızlar da buradan daha parlak görünüyor. Bizim atmosferimiz güneş ışınlarının zararını süzerken sanırım biraz görüntüde de buğulaşmaya sebep oluyor. Burada atmosferin dışında olduğumuz için arada bloke eden herhangi bir katman ya da gaz örtüsü yok. Onun için baktığımızda yıldızlar net şekilde görünüyor. Fotoğraflardaki yansıması dahi çok daha belirgin."
"Astronot olmak için öncelikle bugününüze odaklanın"
Gezeravcı, kendisine yöneltilen "Hiç kara delik gördün mü?" sorusuna, "Hiç kara delik göremedim. Genelde zamanımızı hep dünyanın güzel görüntüsünü izleyerek geçirdik. Karanlık tarafa bakınca çıplak gözle görmem mümkün olmadı. Sanırım o kara delikleri araştırmak ve görebilmek için biraz daha büyük donanım, tesisatlara ve karmaşık sistemlere ihtiyaç olacak." yanıtını verdi.
Bulundukları pozisyon itibarıyla dünyanın güneybatısından kuzeydoğusuna doğru seyir halinde olduklarını belirten Gezeravcı, dünyadan insanların kendisini ara sıra görebilme imkanı yakalayabildiğini söyledi.
Gezeravcı, "Gece karanlık olduğunda ve ISS dünyanın tepesinde hala güneş ışığı aldığında ayna gibi güneşi yansıttığını ve dolayısıyla akşam üstü tesadüfen Türkiye'nin üzerinden geçerken ISS'nin kanatları gibi açık olan güneş panellerinden ışık yansırsa çok net şekilde yerini görme imkanınız olabilir. İnternette ISS'nin nerede dolaştığını gösteren bazı programlar var. Oradan da takip edebilirsiniz." diye konuştu.
Gezeravcı, nasıl astronot olunacağına dair bir soruya ise şu yanıtı verdi:
"Allah yolunuzu bahtınızı açık etsin. Bugün başladığımız görevler ilerde sizin yapabileceğiniz mesleklerin en bariz işareti. Memleketimizde, ülkemizde bu yol artık açıldı. Hiçbir endişeniz olmasın. Astronot olmak için öncelikle bugününüze odaklanın. Bugün içinden geçtiğiniz dönemi merdivenin basamakları gibi düşünün. Astronot olmayı hedefinize koyduysanız şu anda okulunuzdaki dersleriniz çok önemli. Okul, merdivenin bir basamağı. Onun için şu anda öğretmenleriniz ne gösteriyorsa hepsi değerli ve önemli. Bugünkü sınıfınızı iyi çalışırsanız bundan sonra gideceğiniz yolda engeller önünüzden kalkar."
Bir öğrencinin "Orada uzaylı var mı?" sorusunu Gezeravcı, "Uzaylı henüz görmedim ama görseydim 'Furkan'ın sana selamını getirdim.' derdim. Herhalde o zaman bana bir şey yapmazdı. Seni bütün arkadaşların gibi buradaki uzaylılar da seviyor olabilir. Ben de uzaylıların varlıklarını merak ediyorum. Öğrenirsem farklı bir şey, dönüşte sizinle de paylaşacağım." şeklinde yanıtladı.