Jeffrey Lionel Dahmer ayrıca tanınan adları ile Milwaukee Yamyamı veya Milwaukee Canavarı. Dahmer, 1978-1991 yılları arasında, çoğu Asya ve Afroamerika kökenli 17 erkek ve oğlan çocuğunu öldürdü. Cinayetleri genel olarak tecavüz, işkence, parçalama, nekrofili ve yamyamlık gibi suçlarla beraber işledi.
Dahmer'a borderline kişilik bozukluğu, şizotipal kişilik bozukluğu ve psikoz teşhisi konmasına rağmen, duruşmasında yasal olarak aklı başında olduğu tespit edildi.
Wisconsin'da işlediği on yedi cinayetin on altısından hüküm giydi ve 17 Şubat 1992'de on altı kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı.
Dahmer, tutuklanmasından üç yıl sonra, 28 Kasım 1994'te, tutuklu olduğu Columbia Islah Tutukevi'nde başka bir mahkum olan Christopher Scarver tarafından kafasına aldığı ağır bir darbe sonucu öldürüldü.
Jeffrey Lionel Dahmer Kimdir
Jeffrey Lionel Dahmer 21 Mayıs 1960 tarihinde ABD'nin Wisconsin eyaletinin Milwaukee şehrinde Joyce Annette ve analitik kimyacı Lionel Herbert Dahmer'ın oğlu olarak dünyaya geldi.
Dahmer'ın ilk çocukluk dönemi davranışları normal olsa da, belli bir süre sonra, özellikle 10-15 yaş arasındaki dönemden başlayarak çekingen ve iletişimsiz bir kişiliğe büründü. Bunun yanında hiçbir hobiye veya sosyal aktiviteye yönelmediği bilinmektedir. Bu süreçte sıkça yalnız başına bisikletiyle evin çevresinde dolaşan Dahmer, bulduğu ölü hayvanları eve getirerek veya yakınlardaki ormanlara götürerek kesmekte, sonra da incelemekteydi.
Bir keresinde ölü bir köpeğin kafasını bir kazığa çakıp bahçeye dikti. Dahmer, liseden mezun olduğu sıralarda alkol almaya başladı ve kısa süre sonra da alkolik durumuna geldi.
1977'de Lionel ve Joyce Dahmer boşandı. Jeffrey'se Ohio State Üniversitesi'ne girdi, ancak bir dönem boyunca çoğu derslerine katılmadığı için, buradan atıldı. Bu yıllarda sıklıkla alkol almaktaydı. Dahmer'ın babası, bu olaydan sonra oğlunun orduya katılmasını istedi. Dahmer başta iyi gitse de, alkolizm yüzünden iki yıl sonra 1981'de buradan atıldı.
1982'de Dahmer ninesiyle West Allis'e gitti ve altı yıl burada yaşadı. Bu sıralarda davranışları iyice garipleşen Dahmer; bir keresinde gardırobuna mağazadan çalınıp süslenmiş bir erkek cansız manken koydu. Bir başka zamansa, ninesi, onun yatağının altında bir .357 Magnum'a rastladı. Yine bodrumdan gelen kötü kokular sonrasında Dahmer, babasına ölü bir sincabı kimyasallarla parçaladığını ifade etti. Yine 1982 ve 1986'da iki kez edepsiz teşhir yüzünden tutuklandı; ikinci tutuklanışının sebebiyse iki erkek çocuğunun önünde mastürbasyon yapmış olmasıydı.
1988 yazında Dahmer'ın ninesi, torununun tuhaf davranışları, eve geç gelişleri, bodrumda bıraktığı kokuları sebebiyle ondan evi terk etmesini rica etti. Böylece Dahmer, Milwaukee'nin batı yakasında bir ev bularak Ambrosia Çikolata Fabrikası'nda çalışmaya başladı. 26 Eylül 1988'de, taşınmasının ilk gününde Somsack Sinthasomphone adlı 13 yaşındaki çocuğu uyuşturması ve taciz etmesi nedeniyle tutuklandı. Ardından da beş yıllığına tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı ve bir yıllığına mahkûm çalışma izni aldı. Dahmer, iki ay erkenden şartlı tahliye aldı ve yeni apartmanına taşındı. Hemen sonra, 1991'deki yakalanışına kadar cinayetlerine ve tecavüzlerine son hız devam etti.
Jeffrey Dahmer, ilk cinayetini 1978 yazında işledi. Babasıyla yaşamaya devam ettiği süre içinde evde kimse yokken Steven Hicks adlı bir otostopçuyu alıp babasının evine götürerek birlikte bira içmeyi ve seks yapmayı önerdi. Ancak Hicks gitmek isteyince, Dahmer onun kafasına 5 kiloluk dumbell ile vurarak öldürdü.
Tuomi cinayetinden sonra, Dahmer aralıklarla öldürmeye devam etti. İki erkeği 1988'de, birini de 1989'da öldürdü. Bu süreçteki cinayetlerin kurbanları genel olarak gay barlardan seçilmiş erkeklerden oluşmaktadır. Dahmer, bu kişilerle seks yaptıktan sonra onları öldürüyordu. Hatta 1989'da öldürdüğü Anthony Sears'ın kafatasını, yakalanıncaya kadar sakladı
Mayıs 1990'da anneannesini terk ettikten sonra taşındığı ev, Dahmer'ın cinayet üssü olmasıyla ünlendi: 213. Daire, 924 Kuzey 25. Sokak, Milwaukee. 1990 boyunca dört, 1991 boyunca sekiz cinayet işledi.
27 Mayıs 1991'in sabah saatlerinde, 14 yaşındaki Konerak Sinthasomphone (tesadüfen Dahmer'ın daha önce istismar ettiği çocuğun küçük kardeşi) sokakta çıplak, ağır uyuşturucu etkisi altında ve rektumu kanamış bir halde bulundu. İki genç kadın 911'i aradı. Dahmer, aşağı koşarak kurbanını zorla almaya çalışsa da kadınlar ona engel oldu. Dahmer, polislere Sinthasomphone'un, 19 yaşındaki erkek arkadaşı olduğunu ve içki içerlerken tartıştıklarını ifade etti. 911'i arayan kadınların tüm karşı çıkışlarına rağmen, polis çocuğu Dahmer'a geri verdi. Polisler daha sonraları, apartmana geri girdiklerinde içeriden kötü kokuların geldiğini, fakat bunu soruşturmadıklarını ifade etti.
Polisler daha sonraları, apartmana geri girdiklerinde içeriden kötü kokuların geldiğini, fakat bunu soruşturmadıklarını ifade etti. Buradaki koku, Dahmer'ın bir önceki kurbanı Tony Hughes'ın yatak odasında çürüyen cesediydi. Bu iki polis, Sinthasomphone'un yaşı hakkında hiçbir soruşturma yapmadığı gibi, Dahmer'ın da kimliğine bakmayarak, onun aslında tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılan çocuk tacizcisi olduğunun ortaya çıkmasını engelledi. O gece Dahmer, Sinthasomphone'u öldürerek parçaladı ve kafatasını anı olarak sakladı.
1991 yazında Dahmer, ortalama her hafta birini öldürüyordu. 30 Haziranda Matt Turner'ı, 5 Temmuzda Jeremiah Weinberger'ı, 12 Temmuzda Oliver Lacy'yi ve son olarak 19 Temmuzda Joseph Brandehoft'u öldürdü. Dahmer, cesetlerden birer "zombi" yapabileceği fikrindeydi. Bunu da onların kafatasını büyük bir şırıngayla delip içine hidroklorik asit veya kaynar su enjekte ederek yapmaya çalışıyordu. Oxford Apartmanı'ndaki diğer sakinler, 213. Daire'den gelen kötü kokuları, elektrikli testere gürültülerini ve sıkça zemine düşen ağır eşya seslerini öne sürerek şikayette bulundular.
22 Temmuz 1991'de Dahmer, Tracy Edwards'ı evine davet etti. Edwards'a göre Dahmer, ona saldırarak kollarına kelepçe takmaya çalıştı, ancak başarılı olamadı. Eline aldığı kasap bıçağıyla Dahmer, Edwards'ı yatak odasına gönderdi. Burada Edwards, mavi bir fıçıdan gelen kötü kokulara, duvara asılmış ezilmiş ceset parçalarına şahit oldu. Edwards birden Dahmer'ın yüzüne ve karnına yumruk attı; sonra da kapıya koşup kaçtı. Sokakta bir bileğinde kelepçeyle koşarken Edwards, iki polis memuru Robert Rauth ve Rolf Mueller tarafından sürülen bir arabaya ulaştı ve onları Dahmer'ın evine götürdü.
Burada Dahmer, polislere arkadaşça davrandı. Daha sonra polisler yatak odasını kontrol ettiklerinde, gördükleri manzara sonrasında Dahmer'ı tutukladılar.[11] Bir memur Dahmer'ı tutarken, diğer memur buzdolabını açtı ve bir insan kafasıyla karşılaştı. Daha sonraki araştırmalarda evde üç tane daha kafatası, ceset ve insan kalıntısı fotoğrafları, parçalanmış el ve penisler, buzdolabındaki insan cesetleri bulundu.
Dahmer'ın tutuklanışı ve evi, kısa zamanda büyük bir kötü şöhret kazandı: asit dolu fıçılarda saklanan insan etleri, kafatasları bulundu. Soruşturmalar sonrasında Dahmer'ın nekrofili ve yamyamlık gibi etkinlikleri de gerçekleştirmiş olduğu görüldü. Toplamda evden yedi kafatası çıktı. Buzlukta da bir insan kalbi bulundu.
Jeffrey Dahmer, 17 cinayetten yargılansa da, sonradan bu sayı 15'e düşürüldü. Mahkeme 30 Ocak 1992'de başladı. Kanıtlar sürekli olarak Dahmer'a karşı gelişmeye başladıkça Dahmer, akıl sağlığının yerinde olmadığını iddia etmeye ve bu yönde yargılanma talep etmeye başladı. İki hafta süren mahkemenin ardından, jüri Dahmer'ı 15 kişinin katili olarak akıl hastası ve suçlu sıfatıyla 15 hayat süresi (957 yıl) boyunca hapse mahkûm etti.
Bu kararı duyan Dahmer, idam edilmek istediğini belirterek pişmanlığını dile getirdi. Aynı yılın Mayıs ayında, Ohio'ya nakledilen Dahmer, burada ilk kurbanı Stephen Hicks için de ayrıca yargılandı.
Dahmer hapishanede iki kez saldırıya uğradı. İlki Temmuz 1994'te, hapishanedeki dini ayin sonrasında bir mahkûm tarafından jiletle boğazının yaralanması şeklinde gerçekleşti. Dahmer bundan kaçtı ve hafif yaralarla olayı atlattı
Yine 28 Kasım 1994'te hapishane spor salonunda temizlik işlerini yaparken, Dahmer ve diğer mahkûmlardan Jesse Anderson; Christopher Scarver tarafından dambıl ile saldırıya uğradı. Dahmer, bu saldırıdan hemen sonra, ambulansla taşınırken öldü