Ahlat'ın Harabeşehir Mahallesi’nde mağara yerleşimlerinin olduğu alanın üst kısmında yer alan kaya bloklarının üzerine kurulu İç Kale’de Kültür ve Turizm Bakanlığının izniyle 2 yıldır yapılan kazı çalışmalarında ortaya çıkarılan yapılarda Karaz kültürüne ait 5 bin 200 yıllık seramikler bulundu.
Kazılarda bu yıl 2 ayrı açma gerçekleştirdiklerini ve yapılan çalışmalarda önemli bulgulara rastladıklarını ifade eden Kulaz, kazı çalışmalarında milattan önce 3200 yıllarına ait Karaz kültürüne ait seramikler, Demir Çağı ve Orta Çağ’dan kalma birçok seramik kalıntılarına rastladıklarını belirtti.
Kulaz, “İç Kale kazıları sonucunda çok sayıda seramik buluntusu elde ettik. Seramik buluntular özellikle kalenin tarihlendirilmesi konusunda önemli ipuçları veriyor. Elde ettiğimiz seramik parçalarını tasnif ettik. Bu seramiklerin yüzde 7’sinin Karaz kültürü ile Tunç Çağı dönemine ait olduğunu tespit ettik. Yüzde 17 civarında ise Demir Çağı seramiği, geriye kalanların tamamının ise Orta Çağ dönemine ait seramiklerden oluşuyor. Bu da Ahlat İç Kalesi’nde milattan önce 3200’lerden başlayan bir yerleşim yeri olduğunu gösteriyor. Burada kazılarımız derinleştikçe muhtemelen bulgularımızda artacak. Daha sağlıklı bilgi verme şansına sahip olacağız. Doğu Anadolu’da ve birkaç bölgede görülen Karaz kültürünün burada da var olduğunu tespit etmek oldukça önemli. Çünkü Karaz kültürü milattan önce 3200’lerde görülüyor. Yani günümüzden 5 bin 200 yıl öncesine aittir. Burada seramik buluntular bize milattan önce 3200 yılından itibaren Osmanlı’nın bu coğrafyaya sahip olmasına kadar ki süreçte kesintisiz bir yerleşim olduğunu gösteriyor. Çünkü Karaz kültüründen sonra bol miktarda da Demir Çağ malzemeleri var. Urartu’ların kendisine has seramik parçalarından da buluntular elimize geçti. Muhtemelen alt tabakalarda Urartu dönemine ait mimari dokuyu da bulmayı umut ediyoruz” dedi.
“ENVANTERLİK SERAMİKLERİ MÜZEYE TESLİM EDİYORUZ"
Kazılardan çıkan seramikleri kazı evinde temizliklerinin yapılarak tasnif işlemlerinin yapıldığını ifade eden Eski Ahlat Şehri Kazıları Bilimsel Koordinatörü Dr. Öğretim Üyesi Mehmet Kulaz, “Kazı alanında bulduğumuz seramikleri öncelikle belgeleyerek, ardından temizleme ve etiketlendirme işlemleri için kazı evine taşıyoruz. Burada bütünlenebilecek seramikleri yıkadıktan sonra birleştirmesini yapıyoruz. Daha sonra çizimlerini yaparak, bilgisayar ortamında formlarını, özelliklerini, rengini, hamurunu, hangi kültüre ait olduğunu ve benzeri özelliklerini kaydediyoruz. Bu şekilde bilgilerin kalıcı olmasını sağlıyoruz. Envanterlik malzemeleri de kazı sonunda dosyalar halinde müzeye teslim ediyoruz” diye konuştu.