Eşsiz doğal güzellikleri, biyolojik çeşitliliği ve çevresindeki tarihi kalıntılarıyla bilinen Bafa Gölü, uluslararası öneme sahip sulak alanlar arasında yer alıyor.
Muğla ile Aydın sınırlarında yer alan ve "Latmos" olarak bilinen 8 bin yıllık kaya resimlerinin bulunduğu Beş Parmak Dağları'nın gölgesinde, ziyaretçilerine eşsiz bir manzara keyfi sunan Bafa Gölü, balıkçılığın da önemli merkezlerinden biri olarak öne çıkıyor.
Büyük Menderes'in suyuyla beslenen Bafa'da, önceki yıllara göre yağışların azalması nedeniyle iklim değişikliğinin etkileri görülüyor.
Özçelik, körfezin ağzının, Büyük Menderes'in getirdiği alüvyonlarla zamanla kapandığını ve Bafa Gölü'nün oluştuğunu anlattı.
Tarihi süreçte körfezin etrafındaki antik kentlerin önemini kaybettiğine dikkati çeken Özçelik, "Gelen sular Bafa Gölü'nün giriş ağzını kapayınca buradaki su dengesi de bir şekilde değişmiş oluyor. Gelen su artık içeriye giremiyor. Mevcut su dışarıya çıkabiliyor. Yağış miktarındaki azalmayla birlikte gölün hidrolojisi tamamen değişiyor." dedi.
Özçelik, gölün yüzey alanının yaklaşık 65 kilometrekare, uzunluğunun ve genişliğinin 6'şar kilometre olduğunu belirterek zaman zaman en derin yerin 21 metre olduğu Bafa Gölü'nün su seviyesinin, giren ve çıkan akıma bağlı olarak değiştiğini anlattı.
Bu dönemde yağış rejiminin oldukça değişken olduğuna dikkati çeken Özçelik, "Marmara ve Batı Akdeniz Bölgesi'nde özellikle son 3-4 ay içerisinde ciddi bir yağış gerçekleşmedi. Bu yağış eksikliğinden kaynaklı olarak gölün de beslenme koşulları değişti. Azalan su seviyesine bağlı olarak Bafa Gölü'nde ciddi çekilmeler gözlüyoruz." ifadelerini kullandı.
Endüstriyel atıklar Bafa Gölü'nü kirletiyor
Bafa Gölü'nün özellikle Büyük Menderes'in getirdiği kirleticiler nedeniyle zaman zaman kirlendiğini belirten Özçelik, şöyle devam etti:
"Afyonkarahisar, Uşak ve Denizli, Muğla ve Aydın'dan gelen tüm endüstriyel atıkların çok büyük bir kısmı bu bölgede toplanıyor. Regülatörlerle düzenlenmeye çalışılsa da önemli bir kısmı bazen özellikle yağışın az olduğu, konsantrasyonlar fazla olduğu dönemlerde gölün içerisini dolduruyor. Bu da körfez içerisinde oksijen miktarının düşmesine sebep oluyor. Giren yağışın ve akımın az olması nedeniyle balıkların yaşayabileceği elverişli ortam kayboluyor. Dolayısıyla mikro biyolojik faaliyetler başlıyor, bu da balık ölümlerine sebebiyet veriyor."