Bilim insanları, araştırma yapmak için ayak bastıkları, coğrafyası ve doğasıyla merak uyandıran Beyaz Kıta'ya ilişkin duygularını anlattı.
Sefere katılan Anadolu Ajansı (AA) foto muhabiri, coğrafyası ve doğasıyla merak uyandıran "Antarktika'nın hafızalarında nasıl yer ettiği" sorusunu kara tahtaya yazarak cevaplayan bilim insanlarını fotoğrafladı.
Aralarında yer bilimleri, yaşam bilimleri, fiziki bilimler ve sosyal bilimler uzmanlarının bulunduğu heyetten bazıları bilimsel çalışma yürüttükleri Beyaz Kıta'yı "keşfetmek", "sınırları aşmak", "bilim yuvası" olarak tanımladı. Bazıları ise kıtanın kendilerinde yarattığı duyguları "heyecan", "sabır", "aşk-tutku-huzur", "özlem" ve "sorumluluk" gibi kelimelerle ifade etti.
Fotoğraf projesi kapsamında, kara tahtaya "Türkiye Bilim Üssü" yazan öğrenciler, isteklerini "Antarktika'da birçok ülkenin üssünü ziyaret etme fırsatı bulduk. Buradaki laboratuvarlarda çok kapsamlı bilimsel çalışmalar gerçekleştirildiğini gördük. Antarktika'nın zorlu koşullarına rağmen çalışmalarına konforlu şartlarda devam ediyorlardı. Biz de Türk bilim insanlarımızın en az bu kadar donanımlı, kalıcı bir bilim üssünü hak ettiğini düşünüyoruz. Antarktika'ya ileriki yıllarda ülkemizi temsil eden bilim insanları olarak geldiğimizde milli üssümüzde çalışabileceğimizi umuyoruz." sözleriyle dile getirdi.
SEFER BAZISI İÇİN "SABIR", BAZISI İÇİN "BİLİM DİPLOMASİSİ"
7. Ulusal Antarktika Bilim Seferi Koordinatörü Prof. Dr. Burcu Özsoy, 9'uncu kez geldiği Beyaz Kıta'yı "sabrın anahtarı" ifadesiyle anlamlandırırken, "Antarktika bana sabrı öğretti. Başarıya ulaşmak için çok çalışmak ve sabırlı olmak gerekiyor." dedi.
Türkiye Cumhuriyeti Santiago Büyükelçisi Gülcan Akoğuz da kıtaya yapılan bilimsel seferi "bilim diplomasisi" olarak tanımladı. Türk bilim insanlarının çalışmalarına yakından tanık olmaktan duyduğu mutluluğu dile getiren Akoğuz, bilim insanlarının özverili çalışmaları sayesinde kıtanın beyaz kalması temennisinde bulundu.
ANTARKTİKA'YA AYAK BASTIĞI 8. SEFERİNDE İLETİŞİMİN ÖNEMİNİ VURGULADI
7. Ulusal Antarktika Bilim Seferi Lideri Kaptan Özgün Oktar, Türk Dil Kurumu sözlüğünde "duygu, düşünce veya bilgilerin akla gelebilecek her türlü yolla başkalarına aktarılması" olarak tanımlanan iletişimin, hayatı bildikleri şekilde yaşamalarını sağlayan en önemli becerilerden biri olduğunu vurguladı.
"Bugün sonuna geldiğimiz 7. Ulusal Antarktika Bilim Seferi, 10'uncu kutup seferim. Ama gelişen teknoloji ile ilk defa neredeyse Türkiye'deymişiz gibi internet üzerinden haberleşme imkanımızın olduğu ilk seferdi. Bu seferi psikolojik olarak en çok etkileyen olay, Türkiye'de yaşanan deprem felaketiydi. Şimdi bir yandan düşünüyorum; '1 ay dönemeyeceğim ülkemde, birçok arkadaşım ve akrabalarımın yaşadığı bölgede büyük bir felaket yaşanıyor ve ben sadece haftada 2-3 dakika uydu telefonundan bilgi alıyor olsaydım nasıl hissederdim?' Diğer taraftan da yaşananları sürekli olarak takip etme imkanımızın bulunduğu bu seferi düşünüyorum. İletişim, sanırım hem hayatımızın nimeti hem de doğru yönde kullanmadığımızda ise hayatımızın laneti olabiliyor."
Oktar, hem ekibin birbiriyle sağlıklı iletişim kurduğu hem de dünyayla yeterli iletişim sağladıkları altyapının olduğu bir sefer gerçekleştirdiklerini aktararak, "Ekibin aileleri ve arkadaşları ile haberleşebildiği bir seferdi. Bu sefer iletişimin nimet olduğu bir ay yaşattı bize. Umarım hayatımızın tamamında, toplumumuzda, ülkemizde ve dünyada iletişimi hep nimet olarak yaşamaya devam ederiz." dedi.
Yılmaz, Antarktika'nın "miras" olduğunu belirterek, "Antarktika, farklı çevresel tehditler altında günden güne tahrip oluyor. İnsan hayatı için bu denli kritik öneme sahip bu kıtayı korumak her bireyin görevi. Biz de buradaki çalışmalarımızı bu umut ve motivasyonla gerçekleştiriyoruz. Antarktika geleceğe hikayelerle, masallarla aktarılan bir efsane değil, olduğu gibi 'miras' olarak aktarılmalı." ifadelerini kullandı.
Sefer katılımcıları, Antarktika için "sorumluluk", "eve dönmek", "bayrak", "kararlılık", "insan", "sınırları aşmak", "gelişim", "huzur", "keşfetmek", "özlem", "direnç" ve "oku" kelimelerini seçerek projeye dahil oldu. Aynı zamanda bilim insanları, proje kapsamında seçtikleri kelimeleri polaroid makine ile de fotoğraflayarak ölümsüzleştirdi.