Önceki yıllarda üzerinde ağaç bulunan onlarca adacığın yüzdüğü barajda, bu yıl önemli bir değişiklik gözlemleniyor. Baraj gölünde 1-2 adacığın kaldığı görülürken, su seviyesinin düştüğü bölgedeki onlarca ada ise kıyıya yakın bölgede zeminde birleşti.
Bölgenin her geçen gün daha fazla ziyaret edilen bir merkez haline geldiğini ifade eden Turgut, şunları kaydetti:
"Adaların karaya oturması, su seviyesinin düşmesi ve bütün dünyada olduğu gibi ilkim değişiklerinin sonucu. Suların özenle kullanılmaması, sulamada daha çok vahşi sulamanın devam etmesi de bu sonucu hızlandırıyor. Su seviyesi bu kadar düşmeseydi bu adacıklar da karaya oturmayacaktı. Barajın dağların arasında olması bir avantaj, dağlar yeryüzündeki hem direkler hem de su depolarıdır. Dolayısıyla buradan bu barajı besleyen su kanalları, pınarları devam ediyor. Aksi halde daha çok kuruyabilirdi."
File çözümü
Prof. Dr. Turgut, üniversite olarak bir süredir bölgeye ilişkin çalışmalar yürüttüklerini belirterek, şöyle devam etti:
"Değerli bilim adamlarımız son 2 yılda 'yüzen adaları koruyabilir miyiz, yeniden ekosisteme dahil edebilir miyiz?' diye çalışmalar yapıyor. Yüzen adaların toplam alanı 30 dekar civarında ve bu adaların yaptığımız çalışmalar sonucunda bir metrekaresinde yaklaşık 2,7 ton karbondioksiti, toplamda da 17 bin 600 aracın çıkardığı karbondioksiti ortadan kaldırdığını gördük. Bu adalar, sırf bu yüzden bile çok önemli. Adaların korunabilmesi için Valiliğimiz, İl Özel idaresi ve Çelikhan Kaymakamlığının katkılarıyla ve İpek Yolu Kalkınma Ajansının desteğiyle bir proje geliştirdik. Proje kapsamında adaları alttan destekleyip sepet tarzı bir fileyle sarmak istiyoruz. Böylelikle adaların karaya vurmaması için bir destek oluşturmuş olacağız. Bu konuda çalışmalarımız devam ediyor."
Vatandaşları su kullanım konusunda uyaran Turgut, "Su kaynaklarımızı gelecek nesillerimize bırakacak şekilde kullanmamız gerekmekte. Su en değerli materyalimizdir. Susuz hayat olmaz, buraları korumak zorundayız." dedi.