Kaptan Yüzseven, önce bunun bir lastik olabileceğini düşünürken yanına yaklaşınca daha önce hiç görmediği çok büyük bir kaplumbağa olduğunu fark ederek o anları cep telefonu ile kaydetti. Görüntüyü kaydettikten sonra bunu sosyal medyada paylaştı.
İstanbul Üniversitesi (İÜ) Su Bilimleri Fakültesi, Deniz Biyolojisi Ana Bilim Dalı öğretim üyesi ve Türk Deniz Araştırmaları Vakfı Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Arda Tonay, bunun Marmara Denizi veya İstanbul Boğazı'nda daha önce hiç görülmeyen deri sırtlı deniz kaplumbağası (Dermochelys coriacea) olduğunu belirledi.
Doç. Dr. Tonay, en derine dalan dünyadaki en büyük sürüngenlerden birisi kabul edilen ve kabukları deriyle kaplı bu bireyle ilgili kaptan Nedim Yüzseven ile görüştü. Arda Tonay, görüşmenin ardından Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Zooloji Anabilim Dalı'ndan Prof. Dr. Oğuz Türkozan ile birlikte veri, gözlem ve değerlendirmelerini bilimsel makalede ele aldı.
"İklim değişikliği ya da beslenme amaçlı buraya geldi"
Doç. Dr. Arda Tonay, bilim dünyasında 'Dermochelys coriacea' olarak bilinen deri sırtlı kaplumbağaların denizde yer alan yedi türden biri olduğunu, diğerlerinden farklı olarak sırtının deri ile kaplı olduğunu söyledi. Doç. Dr. Tonay, "Bu tür 2.5 metre boya, 600 kilogram ağırlığa ulaşabiliyor. Nedim kaptan, boğazda seyir sırasında Baltalimanı açıklarında bu türü görüyor ve kaydediyor. Kendisine sosyal medyadan ulaştık. Prof. Dr. Oğuz Türkozan hocamızla birlikte bu gözlemi değerlendirip bilimsel makale olarak yayınladık" dedi.
Bunun önemli bir kayıt olduğunu vurgulayan Tonay, "Türkiye'deki 14'üncü kaydı ama Marmara Denizi'ndeki ilk kaydı. Bu tür aslında bütün dünyada kozmopolit; ama daha çok tropik ve alt tropik bölgelerde dağılım gösteriyor. Bizdeki deri sırtlı kaplumbağaları daha çok nesli tehlike altındaki Atlantik popülasyonuna ait. Bu tür de çoğunlukla Karayipler'de yumurtluyor ve Avrupa, Akdeniz sularına beslenme amaçlı geliyor. Diğer iribaş ve yeşil kaplumbağa gibi bizim kumsallarımızda üremiyor. Deri sırtlı deniz kaplumbağaları denizlerimize beslenme amaçlı geliyor.
Bu 14'üncü kayıt. İklim değişikliğinin etkisiyle deniz sularının ısınmasının sonucu türler de dağılım alanlarını, yayılış alanlarını geliştiriyor. Burada özellikle denizanaları ile beslenen bir türden bahsediyoruz. Denizanaları farklı denizlerde yoğun olarak gözükmeye başladı. Bu bireyin de iklim değişikliği, belki de beslenme amaçlı denizanalarının peşine buraya geldiğini düşünüyoruz. Ayrıca İstanbul Boğazı'nın 7-8 bin yıl önce açılmasından itibaren Karadeniz'in Akdenizleşmesi süreci devam ediyor. Sonuçta bu gözlem de bunun bir kaydı olabilir. Burada şaşırtıcı olan; İstanbul Boğazı gibi dünyanın en yoğun deniz trafiğinin olduğu bu kadar dar bir su yolunda bu gözlemin kaydedilmesi çok önemli. Deri sırtlı deniz kaplumbağasının burada olması Çanakkale Boğazı'nı da geçtiğinin göstergesi. Dolayısı ile bu gözlem Akdeniz Havzası'nda en kuzeydeki bilimsel kaydıdır" ifadelerini kullandı.
Kaptan anlattı
Görüntüyü kaydeden kaptan Nedim Yüzseven, denizde gördüğünde önce ne olduğunu anlayamadığını belirterek, "İlk başta lastik zannettim. Sonra bir baktım kafasını kaldırdı. Kaplumbağanın boyu 1.5 metre vardı. Biraz daha yaklaşınca sırtını gördüm. Deri kaplı sırtı vardı. Değişik bir kaplumbağaydı. Böylesini daha önce görmedim. Hemen kayda aldım. Paylaştığım görüntünün ardından Arda hoca bana ulaştı ve bunun çok nadir görülen bir tür olduğunu, İstanbul Boğazı'nda ilk defa kaydı alındığını söyledi. Bunu duyunca çok mutlu oldum. İnşallah kimse canlıya zarar vermez rahat rahat denizlerimizde gezer" diye konuştu.