Pertek ilçesine bağlı Ulupınar köyündeki tek katlı evinde eşi ile yaşayan Hazır, çocukluk yıllarında ilgi duyduğu ahşap işlemeciliğini ilk günkü heyecanla sürdürmeye devam ediyor.
Öğretmenlik yaptığı yıllarda ahşapla uğraşarak boş zamanlarını değerlendiren ve zamanla bu işte ustalaşan Hazır, şimdilerde huzuru bulduğu köyünde emekliliğin tadını çıkarıyor.
Hazır, yaklaşık 20 haneli köyünde bir yandan bağ ve bahçe işleriyle uğraşırken, diğer yandan da evinin yanı başına kurduğu atölyesinde maket ve dekorasyon ürünleri yaparak boş zamanını değerlendiriyor.
Boş zamanlarını maket üreterek değerlendiriyor
Günün belirli saatlerinde atölyesinde vakit geçiren Hazır, kütük ve ağaç dallarını kullanarak at, gemi, ev, inek, bulgur makinesi, karasaban ve değirmen gibi maketler üretiyor.
El emeği göz nuru ürünlerini evinde sergileyen Enver Hazır, AA muhabirine, emekli olduktan sonra köyde yaşamaya karar verdiğini söyledi.
İlkokul 3. sınıfta yaptığı bir kızakla ahşap işlemeciliğine ilk adımı attığını ifade eden Hazır, "Herkes kızakla kayıyordu ve benim kızağım yoktu. O zaman şubat ayıydı ve ben de kızak yapmak için yazdan hazırladığım ağaçları almak için ormana gittim. O zamanlar kurtta çoktu ve ben hayatımı tehlikeye attım. Ormandan ağaçları getirdim ve kızağımı yaptım. İşte bu hobide oradan başladı." diye konuştu.
Hazır, hayat şartlarının geçmiş yıllarda çok zor olduğunu ve bu nedenle hem öğretmenlik yapıp hem de ahşap işlemeciliği ile uğraşarak geçimini sağladığını dile getirdi.
Maketlerinde yakacak olarak kullanılan ağaçları değerlendiriyor
Öğretmenliğin yanı sıra ahşap işleriyle çocuklarının okul giderlerini karşıladığını anlatan Hazır, "Emekli olduktan sonra köye yerleştim. Ahşaptan maket yapmaya hevesim çoktu. Kendi kendime 'kimsenin yapmadığı bir şeyi yapayım' dedim. Şimdi ise sobada yakmak için kullandığımız ağaç dalları ve kütükleri yontarak maket haline getiriyorum." ifadelerini kullandı.
Hazır, ürünlerinde ceviz, dut ve çam ağacı kullandığını belirterek, şunları kaydetti:
"Ev, tınaz makinesi, bulgur makinesi, gemi, su değirmeni, yemek sofrası, karasaban ve kepçe kaşık gibi aletler yapıyorum. Bu ürünleri yapmak çok dikkat isteyen bir şey. Yaptığım her şeyden mutluluk duyuyorum ve bu işi zevk alarak yapıyorum. Bunları yapmak çok sabır, el mahareti ve ustalık istiyor. Çünkü ortaya bir sanat eseri çıkıyor, kolay değil. İsterim ki bir çırak yetiştireyim. Benim ustam yoktu her şeyi kendim öğrendim."