Kartepe'nin Uzuntarla Mahallesinde 1920 yılında doğan Nurettin Toker, askerlik yaparken günlük tutmaya başladı.
2018'de 98 yaşındayken yaşamını yitiren meyve üreticisi Nurettin Toker'in ömrünü anlatan defterler, vefatından sonra 66 yaşındaki oğlu Ali Toker tarafından korundu.
Leyla Atakan'ın ölümünü yazmış
Günlük tutma alışkanlığından asla vazgeçmeyen Toker'in defterlerinde askerlik hatıraları, yaptığı yolculuklar, mevsimin ilk kar yağışları, köydeki düğünler ile cenazeler, çocuklarının doğduğu saat, Türkiye'nin ve Kocaeli'nin ilk kadın belediye başkanı Leyla Atakan ile 3 arkadaşının geçirdiği trafik kazası sonucu vefat ettikleri gün, hastanede yaşadıkları, yakınlarının ölüm tarihleri ve özel günleri gibi bilgiler yer alıyor.
"Saatlerine kadar yazmış"
Babasının 1953'den itibaren kesintisiz olarak günlük tutmaya başladığını anlatan Ali Toker, "Köyde yaşananlar, cenaze ve düğün gibi her şeyi yazmış. Bizde onun yazdıklarından etkileniyoruz. Leyla Atakan, yanındaki meclis üyeleri ile birlikte 10 Şubat 1971'de trafik kazası geçirmiş ve hayatını kaybetmiş. Onları da yazmış. Cenazelerine katılmış. Hepsini yazmış. Doğanları, ölenleri yazmış. Benim doğduğum günü, evlendiğim günü, çocuğumun doğduğu günü saatlerine kadar yazmış" dedi.
Babasının gün içinde yaşananlardan ziyade, meyvecilikten elde ettiği geliri de günlüğe yazdığını ifade eden Toker, "Babam meyvecilik ile uğraştığı için bağ, bahçede geçirdiği anları da defterlerine not etmiş. Kar yağdığı günü, budama yaptığı günü, ilaçlamalarını, hasat zamanını, tuttuğu işçilere verdiği ücretleri hep yazmış. Hasattan sonra da ne kadar kâr ve zarar ettiğini not etmiş" ifadelerini kullandı.
"Müzemizin en güzel yerinde muhafaza edeceğiz"
Ali Toker'e teşekkür eden Sedat Yenişen, "Rahmetli Nurettin amcamıza ait günlükleri müzemizin en güzel yerinde muhafaza edeceğiz. Kendisi belki de Türkiye'de bu şekilde günlük tutan nadir kişilerden birisiydi. Hatıralarına sahip çıkacağız" dedi.
"Çok değerli"
Günlükleri ve içeriğini incelediğini dile getiren Vedat Eroğlu ise "Hac vazifesinde tanıştığı kişilerden hastanede tedavi gördüğü günlere, yılın ilk karından tarım işlerine, gittiği yerlerin saatlerine kadar her şeyi yazmış. Bence çok değerli. Her biri birinden farklı. Çerkes Müzesinde bulunması da onun aramızda fiziki olarak olmadığını ancak her zaman yaşayacağının bir göstergesidir" şeklinde konuştu.