Osman Ziya Sülün, 1923 yılında İstanbul'da doğdu. 1948 yılında kiracısı olduğu evin sahibini dolandırdı. 1950'li ve 60'lı yıllarda yaptığı işler ile büyük bir ün kazandı ve namı tüm Türkiye'ye yayıldı.
Osman Ziya Sülün, dolandırıcılık konusunda bir efsaneydi. Taksim Meydanı ve Galata Köprüsü gibi İstanbul'un en kıymetli yerlerini saf vatandaşlara satmayı başardı. Böylece dolandırıcılık konusunda büyük bir ün kazandı. Ancak her suçlu gibi en nihayetinde yakalandı. Yakalandığında ise Galata Köprüsü'nü satmaya çalışıyordu. Ayrıca, Sülün Osman'ın bu ilginç dolandırıcılık işleri Kemal Sunal'ın filmlerine konu oldu.
1948'de yeni tuttuğu evi sahibini dolandırması yaptığı diğer dolandırıcılık işlerinin yanında hiçbir şeydi. Yaptığı her iş bir öncekinden daha ilginç ve büyüktü.
Dolmabahçe Sarayı'nın önünde saat ayarlama parası alırmış
Osman Ziya Sülün, arkadaşlarıyla birlikte Dolmabahçe Sarayı'nın önüne gidip beklemeye başlarmış. Etraf kalabalık olmaya başlayınca arkadaşlarına saatlerini ayarlatıp onlardan saat ayarlama parası alırmış. Bu şekilde birçok insanı dolandırmayı başarmış.
İnsanlara Taksim Meydanı'nı satarmış
Taksim Meydanı'na paspas serip oradan geçenlerden "burası benim" deyip para alırmış. Hatta bazı saf vatandaşlara Taksim Meydanı'nı satmayı bile başarmış.
Kendini falcı ve medyum olarak tanıtarak para kazanmış
Kamu malları ile ilgili fikirleri tükenmiş olacak ki, kendimi medyum olarak tanıtarak insanları dolandırmaya başlamış. Evlenemeyen kadınları evlendirdiğini iddia ederek insanlardan para koparmayı başarmış.
Galata Köprüsü'nü satmaya çalışırken tesadüfen yakalanmış
Bu dolandırıcılık işinde de önceki işlerinde uyguladığı taktiği kullanmış. Köprünün kalabalık olduğu vakitlerde arkadaşları ona para ödermiş. Köprüden geçen insanlar ise olayı merak edip onun yanına giderlermiş. Bazı insanlar ise Galata köprüsüne talip olunca, Sülün onlara köprüyü satarmış.
Bu şekilde insanları dolandırırken tesadüfen yakalanmış ve cezaevine girmiş. Bu olayla ilgili "Kusura bakma hakim bey. Memlekette Galata Köprüsü'nü satın alacak eşekler olduğu sürece ben bu köprüyü satarım." demiş.
Sülün, yaptığı her röportajda ve açıklamasında fakir olmayan ve kendisini dolandırmaya çalışan insanları dolandırdığını söylemiştir. Hatta hapisteyken "Alınteri ile Yaşamak" konulu bir konferans vermiştir.
Sülün, 1984 yılında Beyoğlu'nda sürekli kaldığı otelde kalp krizinden öldü ve kimlik taşımadığı için kimsesizler mezarlığına gömüldü.