Bu kişilerin kendi sorumlulukları başkalarınınkilerden sonra gelir. Kendileri ile ilgili kararların başkaları tarafından alınmasını isterler. Bu kişilerin kendilerine güvenleri yoktur ve tek başına kalamazlar.
İlişkilerinde bir ayrılığın hemen ardından başka birinin varlığına ihtiyaç duyarlar. Kendilerine olan güvensizlikleri ilişkilerinde de ortaya çıkar. Bu kişiler diğer bireylerin isteklerine hizmet etmesi sebebiyle narsistik kişilik bozukluğu ile oldukça uyumludur. İlişkileri dengesiz ve çarpıktır.
Peki, ne oldu da böyle bir rahatsızlık gelişti?
Kronik fiziksel bir hastalık, ayrılma kaygısı yaşamış olma ya da çocuklukta anne ve babayı kaybetmiş olma durumları yakınlaştırıcı nedenlerdendir. Çocukluk dönemi taciz, sevilen birinin ölümü, travmatik aile hayatı beyin kimyasındaki farklılıklar gibi birçok nedenin olduğu da düşünülmektedir.
Kendileri farkında olmadıkları için hastalıkları için tedavi arayışında olmazlar ve başkalarının farkındalığı ile bizlere gelirler. Normal hayata devam edebildikleri için tedaviye yanaşmazlar, kabullenmezler. Bu kişilerde psikoterapi tedavisi şarttır. Aşırı ataklar varsa psikiyatri tarafından ilaç ile kontrol edilmelidir. Tedavi edilmeyen tüm kişilik bozuklukları kötüye doğru ilerler.