Suudi Arabistan´ın batısındaki Hicaz bölgesinde, Mekke´nin yaklaşık 450 kilometre kuzeyinde yer alan Medine, Hz. Muhammed´e hicretinde kucak açan şehir olarak Müslümanlar için önemli bir yere sahip.
´Allah´ın resulünün nuruyla aydınlanmış şehir´ anlamına gelen ´Medine-i Münevvere´, hicretten sonra İslamiyet´in önemli eserlerine de ev sahipliği yapan kutlu bir belde.
Medine´ye kafileler halinde otobüslerle gelip konaklayacakları otellere yerleşen hacılar, ilk olarak Hz. Peygamber´i selamlamak için Mescid-i Nebevi´ye (Peygamber´in mescidi) gidiyor.
Hicretin ardından Hz. Muhammed´in inşaatında bizzat çalıştığı Mescid-i Nebevi´de Müslümanlar, önce Hz. Peygamber ile Hz. Ebubekir ve Hz. Ömer´in kabirlerinin yer aldığı Hücre-i Saadet´i selamlıyor, ardından son peygamberin kabri ile minberi arasındaki Ravza-i Mutahhara´da namaz kılıp dua ediyor.
Hz. Muhammed´in ´Evimle minberimin arası cennet bahçelerinden bir bahçedir.´ hadisiyle Müslümanlar, Ravza-i Mutahhara´yı yeryüzünün en değerli yerlerinden biri olarak görüp ibadetlerini bu alanda yapabilmek için adeta birbirleriyle yarışıyor.
Kutsal şehri ziyarete gelenler daha sonra Mescid-i Nebevi´nin yanında, 10 bin civarında sahabe mezarının bulunduğu Cennet-ül Baki´ye geçerek Hz. Peygamber´in kızları, eşleri, oğlu İbrahim, torunu Hz. Hasan ile amcası Hz. Abbas´ın kabrinin de yer aldığı mezarlıkta Kur´an-ı Kerim okuyup dua ediyor.
Kuba ve Kıbleteyn mescitleri
Hacılar, şehrin çeşitli yerlerindeki kutsal mekan ve alanlara da kafile başkanlarının mihmandarlığında ziyarette bulunuyor. Bu mekanların başında da Kuba ve Kıbleteyn mescitleri, Uhud ve Hendek savaşlarının yapıldığı yerler ile Hz. Hamza´nın kabrinin bulunduğu Uhud Şehitliği geliyor.
Hz. Peygamber´in Medine´ye hicretinden sonra 14 günlük sürede inşa ettirdiği, kendisinin de bizzat inşasında çalıştığı Kuba Mescidi, ´İslam´ın ilk mescidi´ olarak anılıyor. Hz. Muhammed´in özellikle cumartesi günleri ziyaret etmeye önem verdiği mescitte kılınan iki rekat namazın umre sevabına eş değer olduğu belirtiliyor. Hacılar bu nedenle ziyaretleri sırasında burada namaz kılmayı ihmal etmiyor.
Kıbleteyn Mescidi de (iki kıbleli mescid) ilginç hikayesiyle hacıların uğrak yerlerinden oluyor.
İslamiyet´in ilk dönemlerinde Müslümanlar yüzlerini Mescid-i Aksa´ya dönerek namaz kılıyordu. Hicretten yaklaşık 1,5 yıl sonra Hz. Peygamber, Selemeoğulları Mescidi´nde ashabı ile öğle namazı kılarken gelen vahiyle cemaatin artık yüzünü Mescid-i Haram´a (Kıble´ye) dönerek ibadet etmesi emredildi.
Böylece Kudüs´e doğru dönülerek başlanan namaz Kabe´ye yönelinerek tamamlandı. Bu nedenle mescit ´iki kıbleli´ olarak anılmaya başlandı.
Hendek ve Uhud savaşlarının yaşandığı mekanlar
Hendek Savaşı´nın yaşandığı ve savaş sırasında Hz. Peygamber ile sahabenin namaz kıldıkları ve dua ettikleri, sonraki dönemlerde de yedi küçük mescidin yapıldığı Yedi Mescitler (Mesacid-i Seb´a) bölgesi de hacılar tarafından ziyaret ediliyor.
Medine´ye 5 kilometre uzaklıktaki Uhud Dağı ise güneşin etkisini kısmen daha az gösterdiği sabah ya da ikindi sonrası vakitlerde geziliyor.
Burada Hz. Muhammed´in amcası Hz. Hamza´nın da aralarında bulunduğu Uhud şehidi 70 sahabenin kabrinde dua eden hacılar, Uhud Savaşı sırasında stratejik önemi sahip Okçular Tepesi´ne çıkıyor.
Hacılara eşlik eden kafile başkanları burada yaşanan savaşa dair bilgileri yerinde hacılara detaylarıyla aktarıyor.