Trump için Rahip Brunson neyse Biden için Osman Kavala o mu? 10 ülkenin büyükelçisinin yayınladığı kavala bildirisinin başını ABD'nin çektiği çok açık.
Daha da önemlisi biden yönetiminin göreve gelmesinden sonra Türkiye ile kurduğu ilk temasta konu ne S-400'lerdi ne de YPG/PKK. Konu Osman Kavala ve Henry Barkey'di. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price henüz şubat ayında Osman Kavala derhal serbest bırakılma şeklinde bir açıklama yayınlamıştı. Ayrıca bir de Erdoğan'la Biden'in haziran ayındaki ilk teması var. NATO Zirvesi'nde bir araya gelmeden önce ABD'den gelen açıklamada açıkça söylenmese de Kavala vurgusu vardı.
Biden için kavala isminin ne ifade ettiğini anlayabilmek için 2016 yılına 15 Temmuz'dan 4 ay öncesine bakmakta fayda var. Dönemin başkan yardımcısı olan Biden, Türkiye'ye bir ziyaret gerçekleştirmiş ve Türkiye'de belli başlı isimlerle basına kapalı bir toplantı gerçekleştirmişti. Toplantının ardından bir basın açıklaması da gelmedi. Toplantıya katılanlar Biden'le ne konuşulduğunu da sözlerine sadık kalarak açıklamadılar. O toplantının katılımcılarından biri de Osman Kavala'ydı. Bakın bir başka katılımcı gazeteci Aslın Aydıntaşbaş o günü nasıl tanımlayacaktı.
Osman Kavala'ya ilişkin davalarda kendisine suç isnat eden savcıların üzerinde durduğu en önemli konu Kavala'nın CIA eski danışmanı Henry Barkey'le olan ilişkisi iddianamede 15 Temmuz darbe girişimi öncesinde Barkey'le birçok kez telefon teması kurduğu iddiası var. üstelik 16 temmuz günü İstanbul'da olan barkey'le telefonları aynı baz istasyonundan sinyal veriyor. Biz Barkey'in 15 Temmuz'da Büyük Ada'da bir toplantıda olduğunu biliyoruz. Darbe günü şaibeli bulunan birçok ismi buluşturan bir toplantının tesadüf olarak algılanmadığı da açık. Bu açıdan Osman Kavala demek ABD için aslında Barkey demek olabilir.
Barkey, Demokrat Partili başkanlar döneminde, eşiyle birlikte şaibeli görevler yapan bir ABD vatandaşı. Biden bir nevi Barkey'in ekip arkadaşı. Barkey gibi eşi Ellen Laipson da Dışişleri'nde politika planlama uzmanı olarak çalıştı. Profesör Laipson, Clinton ile Obama'nın ulusal güvenlik ve istihbarat danışma kurullarında yer aldı. Biden'in Obama'nın kadrolarını yeniden üst düzey görevlere atadığı düşünülürse ekole sadakatin ne kadar önemli olduğu ortaya çıkacaktır.