Bu zaferle kapılar açıldı... Anadolu bozkırları Sultan Alparslan ve ordusunun yazdığı destanla Türk ve İslam sancağıyla tanıştı...
Tarihin seyrini değiştiren, Anadolu'yu bir Türk yurdu haline getiren Malazgirt meydan muharebesinin iki cephesi, sultan Alparslan komutasındaki büyük Selçuklu ordusu ve Romen diyenin Bizans ordusuydu...
Bizanslılar savaş için en güçlü ordusunu hazırlamıştı... Romen Diyojen Ayasofya'da düzenlenen bir ayine katıldı ve ordusunun başına geçerek doğuya doğru yola çıktı...
Sultan Alparslan ise ordusuyla mısır seferindeydi... Diyojenin elçisi sultana ulaştı... Menbiç, Ahlat ve Malazgirt'in teslim edilmesini istedi... Bizans ordusunun hareketinden çok daha önce haberdar olan sultan Alparslan, Bizans elçisini huzurdan kovdu ve mısır seferini yarıda kesip doğu Anadolu'ya yöneldi...
İki ordu da birbirlerine doğru ilerlemeye başlamıştı... Meydan muharebesi öncesinde öncü kuvvetler arasında yaşanan tüm savaşları Selçuklular kazandı...
Sultan Alparslan'ın askerleri Malazgirt ovasında ise kendilerinin üç dört katı fazla sayıda askerden oluşan Bizansla cenk edecekti...
Selçuklu ordusu sayıca azdı ancak İslam aleminin duaları sultan Alparslan ve askerlerinin yanındaydı...
Dönemin halifesi bir dua metni hazırlattı ve tüm İslam ülkelerinde minberlerden bu duayı okuttu...
26 ağustos 1071 cuma günü öğleye kadar orduyu denetleyen ve kumandanlarına son emirlerini veren sultan Alparslan, ordusuyla birlikte cuma namazını kıldı ve "ölürsem kefenim olsun" dediği beyaz bir elbiseyle askerine seslendi... Sultan şunları söyledi...
"Ben, Müslümanların camilerde bizim için dua etmekte oldukları bu saatlerde düşmanın üzerine atılmak istiyorum. Galip gelirsek arzu ettiğimiz sonuç gerçekleşmiş olur, yenilirsek şehit olarak cennete gideriz. Bugün burada ne emreden bir sultan ne de emir alan bir asker var; ben de içinizden biri olarak sizinle birlikte savaşacağım; benimle gelmek isteyenler peşime düşsünler. İstemeyenler serbestçe geri dönebilirler."
Sultan Alparslan tarihe geçen bu konuşmasının ardından ilk hücumu başlattı.
Öğle vaktinden geceye kadar devam eden meydan muharebesinde Bizanslılar ağır bir yenilgiye uğradı. Ordunun büyük bir kısmı kılıçtan geçirilmiş, imparator ve çok sayıda general esir alınmış. Askerlerin ancak bir bölümü kaçarak canlarını kurtarabilmişti.
Sultan Alparslan imparator diyojene bir savaş esiri değil bir konuk hükümdar muamelesi yaptı.
İki hükümdar arasında geçen müzakereler sonunda bir barış anlaşması imzalandı.
Savaştan sonra İsfahan'a giden sultan Alparslan başta halife olmak üzere bütün İslam hükümdarlarına fetihnameler göndererek kazandığı zaferi müjdeledi.
Bu zafer haberi, ulaştığı her yerde coşkuyla karşılandı... Müslümanlar için gurur vesilesi oldu...
Halife de sultan Alparslan'a değerli armağanlarla birlikte özel bir mektup göndererek kazanılan zaferi kutladı.
Malazgirt zaferi Türk ve dünya tarihinin dönüm noktalarından biri oldu... Bizans'ın bütün maddi imkanlarını kullanarak hazırladığı ordu dağıldığından, Türkler bir direnişle karşılaşmadan Anadolu içlerine kadar ilerledi, ege ve Marmara kıyılarına ulaşıldı... Fethedilen topraklar vatan edinildi... Selçuklu Anadolu'nun tek hakimi haline geldi...
Sultan Alparslan ve kahraman askerleri, Malazgirt ovasında bin yıl sonrasına dahi ilham verecek bir destana imza atmış, tarihe mührü vurmuştu.
Selçukludan Osmanlıya, Osmanlından Türkiye'ye taşınacak Türk İslam sancağı Anadolu'da dalgalanmaya başlamış, şanlı zaferlere, fetihlere giden yol Malazgirt'te açılmıştı.