Telekonferans yöntemiyle AA muhabirlerinin sorularını yanıtlayan müzisyen Aykut Kuşkaya, sorumlulukların yerine getirilmesi ve tedbirlere harfiyen uyulması tavsiyesinde bulunuyor.
Alınan kararlardan sonra acil veya zaruri ihtiyaçlar dışında evden çıkmadığını belirten Kuşkaya, "Hayat eve sığar diyorlar ya gerçekten de hayat eve sığıyor. Evde hayat var. 'Evde Kal Türkiye' mesajları boşuna değil." dedi.
"Bize düşen devletimizin tedbirlerine harfiyen uymak"
Salgınla mücadele için Türkiye'nin önceden bütün önlemleri aldığını anımsatan Kuşkaya, şunları kaydetti:
"Bize düşen devletimizin tedbirlerine güvenerek onlara harfiyen uymak, alınacak kararlar doğrultusunda hareket etmek. Her sorumlu vatandaş gibi sosyal izolasyonumuzu sağlayarak, mesafemizi koruyarak hem kendimizi hem de başta sevdiklerimiz olmak üzere bizim dışımızda kalanları korumak için bu süreyi evde kalarak geçirmemiz lazım. Allah beterinden esirgesin. Sadece ülkemizi değil neredeyse bütün dünyayı ilgilendiren bir bela. Bela Arapça tabiriyle imtihan demektir, gerçekten çok ciddi bir imtihanla karşı karşıyayız. Mümkün olabildiğince en az kayıpla, sağlıkla, huzurla ve mutlaka birlik ve dayanışma içinde atlatmak dileğiyle."
Kuşkaya, şair Cahit Zarifoğlu'nun "İşimize değil, içimize dönelim" ifadesini hatırlatarak, "İlk zamanlardan beri biraz da ortamdaki psikoloji gereği böyle oldu, içimize, gönlümüze daha çok yöneldik. Ailemizi, en yakın daireden başlamak üzere çevremizi sahiplendik." diye konuştu.
"Gönlümüzü, kalbimizi ve ruhumuzu hatırladık"
Evde kalan herkesin kendi branşında çeşitli çalışmalar yapması gerektiğinin altını çizen Kuşkaya, evde yapılacaklara ilişkin şunları söyledi:
"Biz günde 4-5 bardak çay içiyoruz, onun dışında bol bol kahve içiyor, yemek yiyoruz ve evdeyiz. Hem biz yetişkinler hem de çocuklarımız için farklı meşgaleler lazım. Bir yönüyle kendimizi geliştirme ve içe dönme, tekrar sorgulama, belki bu vesileyle daha iyi birer insan olma adına söylüyorum bunu, iyi bir şeye de vesile olabilir. Gönlümüzü, kalbimizi ve ruhumuzu hatırladık. Gönlümüzü ferah tutmamız lazım tabi, her ne kadar dışarısı dar olsa da gönlümüzü ferah tutmak lazım."
"En az hasarla atlatmak bizim elimizde"
Kuşkaya, halkın alınan kararlara her geçen gün daha çok uyduğuna dikkati çekerek, "En az hasarla atlatmak gerçekten de bizim elimizde. Sağlık Bakanımızın ilk günlerde söylediği bir şey vardı, 'Sorun küresel fakat çözüm ulusal.' diye. Gerçekten de kendi değerlerimize sahip çıkarak hem psikolojik olarak hem de fiziken bunu atlatabileceğimizi düşünüyorum." diye konuştu.
"Rüyam" adlı son albümüne ismini veren eserin ortaya çıkış hikayesini anlatan Kuşkaya, şöyle devam etti:
"Henüz yeni bir eser üretme aşamasında değilim doğrusu, beste dediğimiz oturup yazıp çizip olacak bir şey değil zaten. Onun hem sözü hem melodileri sizin zihninizde döner durur. Biraz demlenmek gibidir bu. Yeterince demlendiğinde sizin bir şey yapmanıza gerek kalmadan ortaya çıkacaktır. Örnekleri çoktur hayatımda, son örneği son albümüme son giren 'Rüyam' adlı eserdir. Ne yapsam diye düşünürken, yaşayan önemli şairlerimizden Yavuz Bülent Bakiler'in 'Sen' şiiri aklıma geldi. Ben herhalde 32-33 yıldır söylerim bu şiiri. Onu bestelemek nasip oldu. Beni dinleyenlerin teveccühüyle de ilk üç sırada yerini bulmuştur 'Rüyam' albümündeki eserler arasında."
"Bu da geçer ya Hu"
Kuşkaya, sosyal izolasyonu sağlayıp evde kalıyor olmanın, teknolojik imkanlar sayesinde dostlarla görüşmeye engel olmadığını dile getirerek, "Gönüller bir olduktan sonra bunun da bir engel olacağını düşünmüyorum. Neler gördük, neler geçti, bu da geçer ya Hu." değerlendirmesinde bulundu.
Evde kalınan süreçte dinleyicilerle birebir buluşma imkanı olmamasına rağmen ayrı da kalınamayacağını kaydeden sanatçı, "İnsanlara moral vermek lazım. Bunun en kolay yolu onların gönüllerine dokunmaktır. Gönüllerine dokunmak için yapacağınız şeylerin de gerçekten gönlünüzden çıkması, samimi ve içtenlikle olması lazım. Buna gayret ediyoruz. Moralimizi diri tutmaya çalışıyoruz." dedi.
Kuşkaya, online konserler için ilk teklifin üyesi olduğu YediHilal Derneği'nden geldiğini, moral ve motivasyon kaynağı olan konserlerin devam edeceğini dile getirdi.
"Müziğin birleştiriciliğine sığınmalıyız"
Küçük kızı Ayşe Kuşkaya'nın da yanına gelerek son kısmına katıldığı görüşmede müziğin birleştiri gücüne vurgu yapan sanatçı, iki rahmetli büyük ismi anmak istediğini söyledi.
Cemil Meriç'in "Samimiyet öyle bir dildir ki, kör de görür sağır da duyar." ifadesini hatırlatan sanatçı, "Bu dönemde hiç olmadığımız kadar samimi olmayı öğrenmek zorundayız. Bizi bu içtenlik kurtaracak." diye konuştu.
Kuşkaya, Neşet Ertaş'ın "Gönül Dağı" eserindeki "Kalpten kalbe bir yol vardır görülmez, Yol gizli gizli" ifadelerine işaret ederek, "Gönülden gönüle giden yeni yollar bulmak, hayatın eve sığdığını öğrenmek durumundayız. Gerçekten de 'Evde Hayat Var' evde kal Türkiye. Bazen zor olsa da hepimiz biraz sıkılsak da zor günleri hep birlikte dayanışma içerisinde sağlıkla huzurla atlatacağız inşallah." yorumunu yaptı.
Sanatçı ayrıca "Gönüller Yapmaya Geldim", "Nereye Kadar", "Yakarış" ve sözleri Abdurrahman Cahit Zarifoğlu'na ait olan "Sultan" adlı eserleri seslendirdi.