Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Prof. Dr. Gülnur Aybet, katıldığı bir televizyon programında Türkiye’nin NATO’daki rolüne ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Christiane Amanpour’un sorularını yanıtlayan Aybet, YPG’nin Türkiye’nin müttefiklerince bir “terör örgütü” olarak tanımlanmamasıyla ilgili olarak, “Yalnızca operasyonu yaptığımız bölgede kazdıkları 465 tüneli kapattık. Bunlar, Suriye’den ülkemize uzanan tüneller. Eğer bu grup sizin söylediğiniz gibiyse, tabii ki biz onlara terörist diyoruz, söylediğiniz gibi onların tek yaptıkları Suriye’de kendi işlerine bakmaksa, peki neden ülkemizin içine doğru tüneller kazıyorlar?” diye konuştu.
Türkiye’nin NATO’nun en eski müttefiklerinden biri olduğunu ifade eden Gülnur Aybet, “Birçok insan, Türkiye’nin güvenilir bir partner olmadığı gibi konuları konuşup duruyor Christiane. Bunu sürekli duyuyorum ve bunu çok üzücü buluyorum.” dedi.
30 yıl boyunca NATO üzerine çalıştığını hatırlatan Aybet, şunları söyledi:
“Bu iddiaların doğru olmadığını da biliyorum. Türkiye üye olduğu günden beri teknokratik sessiz bir müttefik olarak, hala arka planda devam eden ve Avrupa’yı savunan bütün planlamalara ve operasyonlara tam teçhizatlı bir şekilde dâhil olmuştur. Fakat kimse bunun hakkında konuşmuyor.”
Amanpour’un, Suriye’den Türkiye’ye saldıran terör örgütü PKK/YPG’den “Kürt grup” diye bahsetmesiyle ilgili konuşan Gülnur Aybet, “Siz aslında terörist bir grup olup Suriye’den bize saldıran şu ‘Kürt’ gruptan bahsettiniz. Bu bizim için önemli bir ulusal güvenlik meselesi.” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin NATO müttefiklerinin bunu anlamakta başarısız olduklarını belirten Aybet, şunları ifade etti:
“Biz onların bunu anlaması için uğraşıyoruz; çünkü müttefikler, derin bir ulusal güvenlik tehdidi olduğu zaman diğer müttefiklerinin yanında olmalıdırlar.”
Terör örgütü PKK/YPG’nin Türkiye için varoluşsal bir güvenlik tehdidi olduğunu vurgulayan Gülnur Aybet, “Yalnızca operasyonu yaptığımız bölgede kazdıkları 465 tüneli kapattık. Bunlar, Suriye’den ülkemize uzanan tüneller.” dedi.
Batı dünyasının, terör örgütü PKK’nın Suriye’deki uzantıları hakkında sarf ettiği “Onlar Suriye’de kendi işlerine bakıyorlar.” sözlerine yanıt veren Aybet, şunları kaydetti:
“Eğer bu grup sizin söylediğiniz gibiyse, tabii ki biz onlara terörist diyoruz, söylediğiniz gibi onların tek yaptıkları Suriye’de kendi işlerine bakmaksa, peki neden ülkemizin içine doğru tüneller kazıyorlar?”
Gülnur Aybet’in bu sorusuna yanıt veremeyen sunucu hızlıca konuyu değiştirmeye çalışarak, “Diğer üyeler de sizinle aynı fikirde olana kadar NATO’nun savunma planını rehin mi tutuyorsunuz?” diye sordu.
Aybet ise bu soruyu şu şekilde yanıtladı:
“Hayır, güvenlik tehdidi önceliklendirmesi ve müttefikler arasında sınıflandırılan güvenlik tehditleri konularında bir iç anlaşmazlığımız var. Bu NATO’nun iç meselesi. Türkiye her zaman Doğu Avrupa ülkelerinin savunması için yanlarında olmuştur ve aslına bakarsanız 2021 yılında NATO’nun Çok Yüksek Hazırlıklı Müşterek Görev Kuvvetinin komutasını devralıyoruz. Bu yüzden bu, kamuoyu önünde tartışmamamız gereken bir sorun; çünkü bu sorunun şu anda NATO içinde çözülmekte olduğunu biliyorum.”
Diğer NATO üyelerinin YPG’yi terör örgütü olarak tanımaması dolayısıyla Türkiye’nin NATO savunma planını engellediğini söylemenin büyük bir haksızlık olduğunu ifade eden Aybet, “DEAŞ hakkında bir şey daha eklemek istiyorum. Türkiye, DEAŞ’a karşı kurulan koalisyon içindeki bütün müttefiklere kıyasla diğer ülkelerin yaptıklarından daha fazla bir alanı tamamen DEAŞ’tan temizleyen tek ülke, hem de yalnız başına!” dedi.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un ABD Başkanı Donald Trump ile yapılan konferansta da olduğu gibi, son zamanlarda çok ilginç ve çok şoke edici şeyler söylediğini vurgulayan Gülnur Aybet, şunları kaydetti:
“Zannedersem danışmanları kendisini tamamen yanlış yönlendiriyorlar. Mesela S-400 konusunda kendisi Fransa’nın Türkiye’ye SAMP-T satmaya hazır olduğunu ve Türkiye’nin almak istemediğini belirtti. Bu doğru değil; çünkü bize 54 ay, yani dört yıl bekleme süresi verdiler. Kendilerinden geçici bir sistem istedik ve bunu bile vermeyi arzu etmediler. Ondan sonra, S-400’lerle ilgili anlaşmayı imzaladığımızda bize döndüler ve ‘Bakın, aslında şimdi size verebiliriz’ dediler. Şimdi de SAMP-T’leri vermeye en başından beri istekli olduklarını söylüyorlar.”
Fransa tarafından yapılan bu çelişkili ve doğru olmayan açıklamaları bir bir sıralayan Aybet, “Gördüğünüz gibi danışmanları kendisine yanlış bilgi veriyor olmalılar, çünkü doğruyu söylemiyor.” diye konuştu.