Dünyada büyük bir korku ve paniğe sebep olan koronavirüsün, travma oluşturmaması için uzmanlar uyarıda bulundu. Psikiyatrist Sümer Öztanrıöver, kovid-19 salgının travmaya yol açmaması için vatandaşlara duygularını paylaşmayı, egzersiz ve iyilik yapmalarını önerdi.
İHA'ya açıklamalarda bulunan Psikiyatrist Sümer Öztanrıöver, tüm dünyada hızla yayılan Covid-19 salgınının, sadece beden sağlığını değil ruh sağlığını da tehdit ettiğini kaydetti.
Psikiyatrist Sümer Öztanrıöver, kovid-19 salgını tehdidine karşı insanların tepkilerinin 3 grupta toplanacağını bunları da inkârcılık, panikle karşılamak ve sağlıklı tepki vermek olarak sınıflandırdı.
Öztanrıöver, inkarcılıkla ilgili olarak, ‘’Virüse karşı önlem almayı gereksiz bulan, yasakları dinlemeyen, ‘bize bir şey olmaz’ diyenler ve bir de fos tevekküllüler. Gerçek tevekkül, gereken önemi alıp sonucun yüzde 100 kontrolünde olmadığını bilmektir. Hiçbir önlem almayıp kaderci takılanlardır. Bu grup kendileri hastalanmasa da birçok kişiyi enfekte edecek, yayılmasına aktif katkıda bulunacak potansiyel taşıyıcılardır.’’ dedi.
Panikle karşılayanların, yoğun kaygı belirtileri gösteren, geç saatlere kadar haber kanallarını izleyen, bilgi kirliliği ile felaket senaryoları kuran, vücudunu dinleyip her belirtiyi Kovid hastalığı olarak yorumlayan grup olduğunu ifade eden Öztanrıöver, ‘’Uyku, yeme düzeni bozulmuş, günlük işlevlerini yapmakta bile zorlanan ve aşırı önlem alan gruptur. Bunlar ellerini saatlerce yıkayıp, evlerini saatlerce dezenfekte ediyor olabilirler. Bu kişilerde Kovid salgınından önce de kaygı bozukluğu belirtileri genellikle vardır. Günlük yaşamı sekteye uğratan, ilişkileri ve işlevselliği bozan bir kaygı durumu varsa psikiyatrik yardım alınmalıdır. Çünkü kaygı vücut direncinizi düşürecektir.’’ diye konuştu.
Sağlıklı tepki verenlerde de korku olduğunu kaydeden Öztanrıöver, ‘’Çünkü korku, doğal ve koruyucu bir tepkidir, bizi önem almaya iter. Bu kişiler güvenilir kaynaklardan bilgi edinir, kendileri ve başkaları için sorumluluk alırlar. Büyük bir belirsizlikle karşı karşıyayız ve bu hepimizde belli oranda stres oluşturmakta. Hareket edin, dans edin ve şarkı söyleyin.’’ dedi.
Öztanrıöver, salgınla baş etmek, beden ve ruh sağlığını korumak için neler yapılabileceklerini şöyle sıraladı:
Doğru bilgi, güvenilir bilgi, gece gündüz değil makul sürede bilgi edinin.
Sorumluluk alın. Elinizi yıkayın ve evde kalın. Bağışıklık sisteminizi güçlü kılın.
Sağlıklı beslenin, egzersiz yapın.
Sosyal ilişkilere önem verip duygularınızı paylaşın.
Sorun çözme becerilerimizi yitirmemek için yarım kalmış, bitirilmemiş işlerinizi bitirin.
Kitap okuyun, yeni beceriler kazanın, filmler izleyin.
Başkasına iyilik etmek, hem alanı hem de vereni mutlu eder. Yalnız yaşayan, evden çıkamayan komşularınızın ihtiyaçlarını giderip, hatırlarını sormak sizi sağlıklı tutacaktır.
Çocuklarınıza yardım edebilmek için ise önce kendi duygularınızla başa çıkmalısınız.
Kovid-19 hayata bakışımızı şekillendiriyor. Birkaç hafta önce sizi kaygılandıran şeyleri bir düşünün. Durup hayatımıza, kendimize yeniden baktık ve önceliklerimizi değiştirdik. İşte bu bizim travma sonrası büyüme dediğimiz şeye götüren bir yoldur. Hayatımızın geçiciliğinin ve kırılganlığının farkına varırken; şükretmek, tanıdığımız ve tanımadığımız insanlar için dua etmek, Metta meditasyonu yapmak yapabileceklerimiz arasında.