Yıllar boyunca güzellik anlayışı sürekli olarak değişti ve şekillendi. Uzun boyunlar için kelepçeler, dudağa tabak takmak, kaşların gür olması, aşırı kilolu, zayıf, koyu tenli ya da beyaz tenli olmak... Her kültürün ve ülkenin sahip olduğu şahsi güzellik anlayışları var. Peki, ya şimdi?
Hepimiz 80'lerin renklerine, 50'lerin klasik duruşuna, 70'lerin puantiyesine hayranlıkla bakıyor öyle ki hepsine 'vintage' deyip eskilere geri de dönüp duruyoruz. 90'ların düşük bel modası hariç... Sosyal medya platformlarının yaygınlaştığı günümüzde ise saçlar kurt, gözler kedi, dudaklar balık derken görünüş sabit hale gelmeye başladı. Pürüzsüz cilt, uzun ince bir vücut herkesin hayali haline gelirken buna sahip olamamaksa depresyona ve sağlıksız diyetlere kapı açtı.
Fotoğraflarla oynamak için birçok uygulamanın türemesi hayalleri sahte gerçeklerimiz haline getirse de yüz yüze görüşmelerde kahır sebebi yaptı. Her halimizle güzel veya yakışıklı olduğumuz söylenir. Yine de makyaj yapmayınca yorgun, saçlara şekil vermeyince yataktan kalkıp gelmiş oluruz.
Peki, bu anlayış nereye kadar gider, nerede son bulur?