Seferden sefere, savaştan savaşa bir ömür geçiren Osmanlı Devleti´nin 10. padişahı I. Süleyman, ömrünün son 15 senesini ayağındaki tedavi edilemez bir yara dolayısıyla acı çekerek geçirmişti
Ama bu acı onu devletin sınırlarını genişletmekten alıkoymamıştı
Saltanatı boyunca 13 kez sefere çıkan Kanuni, saltanatının toplam 10 yılını seferlerde geçirmişti
Bu zaman diliminde Kanûnî Sultan Süleyman, sadece Doğu ve Batı’da kadîm düşmanlarına karşı düzenlediği askerî harekâtlarla değil devletin uç sınırlarında izlediği etkili politikayla da öne çıkmıştı
Söz konusu siyaset, devrin dünya meselelerine müdahaleyi de öngörmüş, en uzak sınırlara kadar uzanmıştı
Osmanlı etkisi bu unutulmuş sınırlarda, gözden ırak bozkır ve çöllerde, uzak denizlerde ağırlıklı biçimde bu dönemde başlamıştır denilebilir
Kuzey Afrika içlerinden Habeşistan’a, Yemen’e, Hindistan’a, kuzeyde Rus steplerine, Polonya’ya kadar uzanan bu etkiye Safevî karşıtı İslâm dünyasının ilgisini de eklemek gerekir
Bâbürlüler, Orta Asya hanlıkları, Hindistan’ın diğer Müslüman sultanlıkları gözlerini batıda gazâ bayrağını temsil eden Sultan Süleyman’a çevirmişti
İlginç şekilde Şah Tahmasb da “Hazret-i Hünkâr” diye andığı Kanûnî Sultan Süleyman’ın gazâ faaliyetini hayranlıkla karşılamıştı
Cihanşümul bir devlet anlayışının benimsenmesi yanında bunu fiilî olarak uygulamaya koyan Kanûnî Sultan Süleyman’ın Batı’daki çağdaşları İmparator V. Karl, I. Ferdinand, Fransa Kralı I. François ve II. Henri, İngiltere Kralı VIII. Henry, Rus Çarı Korkunç İvan gibi hükümdarlar ve krallar, Doğu’da ise Şah Tahmasb, Bâbürlü Hümâyun ve Ekber Şah gibi sultanlar içinde onlarla kıyaslanmayacak ölçüde önemli yer edindiği bir gerçekti
Ayrıca iç reformlar, bürokrasinin klasik şeklini alışı, özellikle kanunların yaygınlaştırılması iç politika itibariyle yeni atılımın beslendiği ana kaynakları oluşturmuştu
Bütün bunlar bir bakıma XVI. yüzyılı Sultan Süleyman çağı haline getirmişti
Kanuni Sigetvar seferine çıkarken 73 yaşındaydı
50 günde Belgrad´a ulaşan Kanuni Sigetvar Kalesi önlerine gelince şehrin kuşatılmasını emretti
Padişahın otağı kuşatmaya hâkim bir yer olan şehrin kuzeyindeki bir tepe üzerinde kuruldu
Dört bir tarafı Almas Nehri ile bataklık ve sazlıklarla kuşatılan, bu yüzden de “Ada Kalesi” anlamına gelen
Sigetvar Kalesi’nin diğer kalelere nazaran zorluğu etrafının tamamının su ile çevrilmiş olmasıydı
Padişah hastalığının giderek artmasına rağmen kuşatmayı dikkatle takip etmekteydi
Fakat burada savaş meydanında iken şanına yakışır bir şekilde 6-7 Eylül 1566 gecesi vefat etti ve kalenin alındığını göremedi
Padişahın iç organları çıkarılıp amber ve misk kokuları sürülen cesedi, tabut içinde tahtın altına geçici olarak defnedildi
Sokollu Mehmed Paşa, ölüm haberini vezirlerden bile gizli tuttu
Bu esnada mevcut durumun devam edebilmesi için tayinler yaptı
Savaşta yararlığı görülenlerin mertebelerini yükseltti
Padişahın sağlığı ile ilgili askerin durumunu kontrol etmek amacıyla ordu içine casuslar yerleştirerek bu casuslar vasıtasıyla alınan haberlere göre hareket etti ve bunun için de her türlü şüpheyi dağıtacak şekilde sahte fermanlar düzenletti
Sokollu Mehmed Paşa ´Sırrına koruyucu talep edersen, onu yaymış olursun´ sözünü kendisine düstur edindiğinden bu işi başarıyla gerçekleştirebildi
Sigetvar Kalesi’nin alınmasının ardından ordu dönüş için harekete geçtiğinde kırk iki gündür gömülü olan padişahın cesedi gizlice arabaya konuldu ve yol esnasında padişah yaşıyormuş gibi davranıldı
Nihayet daha önce kendisine haber gönderilen yeni padişah II. Selim’in Belgrad’a gelişi üzerine vefat haberi resmen ilân edildi
İstanbul’a ulaşıldığında cenaze merasimi üçüncü defa 23 Kasım’da Süleymaniye Camii’nde yapıldı
Şeyhülislâm Ebüssuûd Efendi’nin kıldırdığı cenaze namazının ardından cami yanındaki türbesine defnedildi
Gazi sultan, adil hükümdar, İslam’ın koruyucusu ve savunucusu, halkın velinimeti, edebiyat ve sanat hamisi, cömert, zarif, mütevazi...
Bu sıfatların hepsi Kanuni Sultan Süleyman için kullanıldı
Devletin en çalkantılı anlarında her zaman Kanuni devrine duyulan özlem dile getirildi
´Muhteşem´ Türk Kanuni Sultan Süleyman, nasıl yaşadıysa öyle öldü...
KAYNAKLAR:
• Feridun EMECEN, “Süleyman I”, TDV İslam Ansiklopedisi.
• Mücahit KAÇAR, Bakî’nin Dilinden Kanuni’nin Son Seferi: Fezâil-i Cihâd’da Yer Alan Sigetvâr-nâme, Journal of Turkish Language and Literature.