Fırat Nehri´nin batı kıyısında, Malatya´ya 7 kilometre mesafedeki Arslantepe, yüksek tarım potansiyeli, sulak alanları ve nehrin taşkınlarından korunan yapısı sayesinde binlerce yıl insanoğluna kucak açmış tarihi mekânlar arasında bulunuyor.
Geç Kalkolitik Dönem´den Demir Çağı´na kadar geçen tarihsel sürecin buluntularına rastlanan Arslantepe, Hititlerden Roma ve Bizans´a kadar pek çok medeniyetin izlerini de bünyesinde barındırıyor.
İtalya´dan Roma La Sapienza Üniversitesi tarafından 1961´den bu yana kazılan ve 2014´te UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi´ne alınan Arslantepe Höyüğü´ndeki kazı çalışmalarında bu sezon önemli bir bulguya rastlandı.
Kazı ekibi, höyüğün batı kısmındaki kalıntıları ortaya çıkarmaya çalışırken, farklı bir bulguyla karşılaştı. Kazı Başkanı Roma La Sapienza Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Marcelle Frangipane, Hacettepe Üniversitesi Antropoloji Bölümünden Prof. Dr. Yılmaz Selim Erdal ve ekibinin detaylı incelemesinin ardından bulgunun bir çocuğa ait iskelet olduğu belirlendi.
Uzman ekibin iki gün süren çalışmasıyla bulunduğu yerden çıkarılan iskeletten numuneler alındı ve analiz için kazı evinin deposuna götürüldü.
Prof. Dr. Marcelle Frangipane, birlerce yıllık geçmişe sahip antik kentte birçok döneme ait kalıntılara rastladıklarını hatırlattı.
Höyüğün batı kısmındaki kazılarda bir konutun odasında 6-7 yaşlarına ait olduğu değerlendirilen bir çocuk iskeleti bulduklarını anlatan Frangipane, ´Çocuğun kollarında ve boynunda küçük boncuklardan oluşan bilezik ve kolyeler bulduk. İskelete, evin taban kısmında rastladık. Bu sistem sadece burada değil Doğu Anadolu´da, Mezopotamya´da, Neolotik dönemde de var. Çocuklar eve gömülüyor. Evin içerisinde çukur açılıp çocuk oraya defnediliyor. Vazo veya tencere gibi bir şeyin içine konulan iskeletlere de rastladık.´ dedi.
Frangipane, Hacettepe Üniversitesi Antropoloji Bölümü´nden Prof. Dr. Yılmaz Selim Erdal ve ekibiyle çalıştıklarını aktararak şöyle devam etti:
´Heyet, çocuğun 6 veya 7 yaşlarında olduğunu ancak üzerinde daha da çalışmaları gerektiğini belirtti. Çocuk belki travma sonucu hayatını kaybetmiş. Bu gibi sonuçlar analiz sonucu belirlenecek. İskelete, höyükte ulaştığımız MÖ 3600-3700´lü yıllara ait tabakada rastladık. Yani çocuğun iskeleti 5600-5700 yıllık. Bu çok önemli bir buluntu. İskelete yapılacak analiz sonucu daha çok detaylı bilgilere de ulaşacağız. Çocuğun kollarında ve boynunda bulunan boncuklara daha önce rastlamamıştık. Bu boncuklar, çocuğun önemli bir aileye ait olduğunu gösteriyor.´
Analiz sonuçlarını beklediklerini dile getiren Frangipane, sonuçların kendilerine insan iskeletinin cinsiyeti, genetik yapısı, yaşı, neden hayatını kaybettiği, o dönemde nasıl beslendiği gibi bilgileri vereceğini bildirdi.
Frangipane, Arslantepe Höyüğü´nün tarihinin bilinenden çok daha eskilere dayandığını düşündüklerini sözlerine ekledi.